Bazı anlarda - zamanlarda, konularda, konumlarda, durum ve vaziyetler de kaçınılmaz olarak bireylerin, toplumların, şehirlerin, ülkelerin kendilerine sordukları sorularının en başında gelen; “Ne yapmalıyım, ne yapmalıyız, nasıl bir çıkış yolu bulmalıyım, nasıl bir çıkış yolu bulmalıyız” sorularına; mutlaka önemsemeleri gerekir?

•••Bir daralmış zorunluluktur insanın-insanlığın kendisine zorunlu olarak soru sora bilmesi cevabına gelince; zordur insanlığın kendilerine cevabını verebilmesi. Çünkü zor ya da işlerine gelmeyenlerle karşı karşıya kalışları işlerine gelmeyişleri olacağından böylesi soruların çoğu da, kolay kolay kabul görmez olduklarından ekseriyetle insanlığın karşılıklı istikrarsızlıklarının baş müsebbibi, sebebiyetlerinden en önde gelenlerinde ilki budur diye biliriz. İster kabul görsün, ister kabul görmesinler ki, sorular kendilerini mutlaka orta ya çıkartanlardır.

•••Sözcükler, gerçeklerden kaçışları insanlara avuç avuç doldura bilir olsa da insanlığa içleri boş sözler yedirile bilinir olunsa da boşuna sorularla yutturula bilinenler sıralansalar da bakınız şu dünyaya, insanlığa. Sorun bakayım, istisnalar hariç kim kimin için canı gönülden bir şeyler yapabilmek için uğraşabilecek fedakârlığa katlana biliyorlar ki?

•••İnsanlığın kılavuzu yazarlar, düşünürler, şairler; kıyılarda, kenarlar da kalıyor. Oysaki dünyadan haberdarlığın enginliklerinde, insanlık ruhunun derinliklerinde dolaşan bu iradeler de amaç kural kesinliklerinin felsefi-düşünüş, edebi, ilmi ve bilinmesi lüzumlu olanların gereğine uyum kararlılıklarına bile; mutlaka sorular sormasını bilerek! Hemen hemen her şeye; sizden geçerli, beynelmilel yani evrensel cevabı istiyoruz demesini bilecek kadar tatlı bir hayal örtüsüyle değil de samimi, geçerli, baskın nameli derinliklerinin yumuşatışıyla özellikle de despotlukların, bencilliklerin, yüksel dikçe yükselici benlikçi merkezileşmelerin; özün de haklılık ile vicdan sarmallarına kurulan pusuları bireylerin, toplumların, şehirlerin, ülkelerin-insanlığın hayat kırılmalarıyla sistem yetersizliklerinin önde gelebilenlerin sebebiyetlerine ve acayip şekillerde kabullenilmeleriyle ortaya çıkan bireysel, toplumsal, yönetimsel, şehirsel, ülkesel sorunların adeta nasıl birer dizginlenemez ürünlere dönüştüklerini ve piyasaların, nasıl birer yönetimsellik defolarla dolup taştıklarının ve de özgün-özel yaşam hürlük süreçlerinin ne kadar daralarak yapılması gerekenlerin oldukça zorlaşıcı hallere dönüşen, dönüştürülen nedenlerinden dolayı ne yapmalıyız demeyi derinleşici şuursallıklarıyla düşünüş ve eyleyiş abideleri olan bu insanların yapıtsallık çabalayışları illâ ki !! Başta soruların ve sorunların sessizlendirilerek üzerlerinin örtülmeleriyle yumuşatılmalarının ve evrensel uyumsuzlukları hayatlara sarmallaşıcı yozmalarla yaşantılara pusu kurucu bencillik kokuşmuşluklarının ister istenmez, hemen hemen tüm insanlık tarafından teneffüs edici oluşlarına dalarak, daraltmayıcılık sorularıyla ne yapabiliriz? Ne yapmalıyız süreçleri uğruna ispatlanıcı düşünüşlerle eyleyişleri, belirleye bilenlerdir bu insan düzelişleriyleri.

•••Geliniz gerçekten, hızlı zamanların mekanları olan şu dünya da. Özgün- özel oluşlarıyla hayat bularak. Yaşamak namelerini en fazla kendi sosyo-ekonomik, siyasal, kültürel etkinliklerinin olgularıyla. Ekseriyetle yararlı manalandırıcılık civarlarında oluşarak. Yaşayış süreçlerin de ; kendilerini çürümeyici sağlam bir emniyete alabilmek için: Horlanmamak, düzeysizleşmelere inmemek, kesin önemli olanlardan vazgeçmemek ve başarılarını varlıklarıyla doğrulaya bilmek için, inandıkları ve bağlığı hedefleyici bu ve genelleyicilik doğrultularına yönelmesini bilen; bireylerin, toplumların, şehirlerin- ülkelerin Yeryüzü küresini insanlığa hayat düzeyiyle bedensellik dünyasına indirgemesinin zihinleri olabilen böylesine beynelmilel yani evrensel olabilen derin düşünüşlü yazarlar, düşünürler, şairler! İnsanlığı bu doğrulara yönlendirirler iken. Her şeyden önce ciddi insan olmayı daha öncelikle başara bilmiş olarak! Kesin varlıklarını muntazalandırıcı olduğuna inandıkları değerlerinin değerlendirmeleriyle. İnsanlık ne yapmalıdır? Sorusuna, cevap olarak! Yeryüzüne insanlar dağılmış olsalar da; sınırları bellidir. Bu bağlamla hür olmanın asıl ve asil manası, bireylerin, toplumların, şehirlerin, ülkelerin değerli saygınlıkları adına kendilerine sunularak.

İnsanlığın çiftliği olan şu Yeryüzü dünyasın da !! İllâ ki herkes kararınca ÇALIŞARAK, ÇALIŞARAK karınlarını doyurmalı açıklamaları olur.

•••Derin bir enlem aracı olan para!

Aslında insanlara Yeryüzü inşasının.

Kapılarını gösteren, hem de açandır.

Yürüyen kararlılıklar çürümez, şayet.

Derinliklerden geliyorlarsa elbette!

Her şey bunlarla sınırlanmaz denince.

Bir de, hedefin konusu vardır be işte.

Kim devamını korur ise zamanla!

Kapıdan içeriye girer sahidenlikler.

Gözleri, devalarının halkaları olunarak.

Görerek, yaşamak en iyi pratikliktir!

Anlayışla bilmek, iradeye en iyi pay!

Dünyevi menfaatte de fiyasko işler.

Çünkü zıtlıklar mutlaka çarpışıyor!

Yeniden başlamak, başa sarmak için.

Ya da başkalarının başlaması için!

İşte esasında, hayatın, evrenin ve de.

Her şeyin akışıyla varoluşunun için!

Çekilen zorluklarla görülücü kader.

Mesele inanmaktır, hikmet zoru alır!

Zaman beklemez, yeter ki tutsun.

Saygınlık yükselicidir işlerse şayet!

Mesele dediğimiz, gönle hizmet ise İradenin önemi, hazinlik imtihanında.

Neler çektiğini bilmektir, olsa gerek!

Sade kesinliğin yanında bile, mutlaka.

İhtimallerin cephe alış türleri vardır.

Tarif edilemese de, kesin bir hâl alış.

Daha neyi öğrenmek isten be gönül?

Mütevazi ol, insanlık ve orijinalliğinle!

İle yaşa ki, o senin insan ola bilmen.

Cinsliğindir ki, anla, bil, unutma han!

O halde ne yapalım şu dünyada?

Diye bir şey değiniz de, cevabınız işte.

Şu dünya da, asıl ve asil bir yönetim!

Yoktur ancak, diğerlerine göre iyi olan.

Elbette vardır da, gayeniz doymak ise.

Rollerinizi bilin ve iyi oynayasınız ki

Ne yapmalıyız dediğinizi bilmiş olup.

Şu Yeryüzü çiftliğin de DOYMAYA en!

Yakınlaşıcılardan olasınız (Yavuz Yurt).

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.