Eksileriyle, korkularıyla, çöküntüleriyle, düşkünlük ve çaresizlikleriyle yalnızlıklarıyla karanlıklarda kalıcı pozisyonlarıyla... Asıl geçerliliklerinin efendileri olamayıp ta. Dönüp durmalarıyla, saplantılarıyla, kıstırılmışçasına kıyılarda kalmalarıyla.

•••••İstikrar ve güven sorunlarını tesis edemeyici olmayıp da sağlam ve süreklilik isteyici alanlarını sözde üstün temel haklarıyla asla yerine getiremeyerek. Asla varlıklarını - var oluşlarını muhafaza edebilecek tesislerinden bahsedemeyecek olanların; maalesef ihtiyaçları çoğaldıkça. Hukukun üstünlükleri karşısındaki yerlerini hemen hemen hiç bulamayışlar her devrin sorunu olmuştur.

•••••Bahsedilebilindiğindeki tüm özetlemeleri, kesin sorumlulukları nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin, içeriklenişleri öne nasıl çıkarılırsa çıkarılsın,inkâr edilemeyecekler nasıl açıklanırlar ise açıklansınlar.

•••••Hayatlarındaki, yaşantılarındaki bilinmezliklere açılan tehlikeli kapılardan bol bol geçerek. Ürpertici karanlıkların, aldanış ve bitmeyen nice sancıların atmosferlerinde kalışlarının şaşkınlıkları içerisinde. Sanrılarının, sanılanların aldatışlarına-aldanışlarına kapıla kapıla gözleri dışarı fırlayan, bakışları kıvrıla kıvrıla sinenlerindeki geçmeyici rahatsızlıkların sinelerine verdiği acılarıyla! Nelere göre yetersizleşerek zavallılaştıklarını bilemeyecek kadar perspektifsizlik-dar bakış içerisinde anlayış derecelerini düşük seyrettirenlerin. Henüz anlamlarını değerlendiremediği nice unsur,nesne,madde,manalar karşısında ! Hiç ölümlü, kabul görülebilecek kadar-razı olunabilinecek kadar kazanımları olabilir mi ? Elbette olamaz, olmamıştır, olamıyor, olamayacaktır da. Şu dünyadaki mevcut düzenler devam ettikleri müddetçe insanlığın mantalitelerini değiştirici ASIL BİR YÖNETİM SİSTEMİ gelmedikten gayri. Tabi ki kendilerine sunabildikleriyle, sunulabilinenlerle de. Hiç bir övgüye ne kendilerince ne de başkalarınca, nede sistemlerince layık görülmeyip de. Kadim anlayış birikimleriyle oluşacak kadar. Duyarlılık biçimiyle tarifi edilebilmiş olan bu son derecedeki tamamen diğer, başka sorunları da üstlenen; çok yönlü olumsuzluklara götürenlere karşı. Yapabilecek pek bir şeyleri olmadığı gibi.

••••• Son derecede kendilerini tanımlatmayıcı, itaat etmede tıpkı köle gibi gölgesinden bile korkarcasına.
Esaretlerin şiddetinden kaçarcasına, kendi içlerine bile dalamayacak kadar tehlike algılarının sinyallerinden ürperircesine.

••••• Esas, usul ve suretleri yokmuşçasına, bizimde kendimize göre kurallarımız, kaidelerimiz, mühim olanları anlamlandırıcı bilincimiz vardır ! Korkmuş--korkutulmuş, ürkmüş- ürkütülmüş, mühim anlamlarının bilincini kaybetmiş- kaybettirilmişçesine.

••••• Üzerlerine gün gelici, güneş doğucu ruhsal ve bedensel zihinsel ve içsel ve dışsal doğrularını.
Maalesef nice anlamsız, değersiz, kimliksizlik kargaşalarından sıyrılamayıcı ve nice taşınamaz durumların sıra sıra, dizi dizi; organize emirleri iletmelerine bağlılıklar geliştirircesine.

•••••Taşıyamayacakları kadar, vadilerini tıkayacak kadar, yaşantılarının önleri kesilmiş olacak kadar, yanılmalarını yanılsamaları ayırt edemeyecek kadar Takılıp kalma taktiklerini sürekli tekrarlama tiklerinin devamının çok yorucu uğraşılarıyla. Kendilerinin bile inan anamayacağı kadar boşuna,sonuç alamayıcı olmalarından dolayı. Sürek
li yenilme,kaybetme sınırlarının genişlemelerinde. Öncelikle kendi kendilerinin, sonrasında başkalarının, hayatlarının,yaşantının, yöneliş ve kararlılıklarının...

Yanı sıra çukurlara düşmüşçesine. Çok yönlü periyodik yaralar almalarıyla. Çaresizlikleriyle zaaflarına yapılan fırsatçılık saldırılarıyla nice nice, nelerinden koparılırcasına,
sökülüp de atılırcasına.

••••• İnsan oluşları uğruna kusurlarındaki mutsuzlukları, yaralanmalarındaki kesinlikleri kaybedişlerinde uğursuz zaafları, sürekli üzerlerine konarcasına kaçamazsınız işte tutsağımızsınız gibisinden huzursuzlukların şeytaniliklerine bile. Sürekli hedef gösterilecek kadar.
Neredeyse tümüyle yollarını ve yol gösterici unsurlarıyla mutluluk ustalıklarını kaybetmiş-kaybettirilmiş, pozisyonları ötekilendirilmiş, mekanizmalarındaki geçerlilikler azalmış ve ya sönmüş, gelişmeleri durmuş, nerdeyse ulaşılacak diye bir hedefleri ne vermış, ne de bırakılmış olmalarının yanında
Şimdiye kadar asla bir düzen kolaylığına götürülmediği gibi. Asla kendi düzenlerini de kuramayıcı özelliksizliklere onca tutula tutula gelişlerin; Günümüzde daha da artarcasına....

•••••Tıpkı güven sınırlarını kaybederek çare arama gayelerini kendilerine ön göremeyen, sorunları çözüme yönelemeyen,öncelikle zihin kastedildiğinde bile; an olarak kesin kendilerini tanımlayıcı düşünüşleri ortaya çıkara bilmekte bile. Bahsedilmeleri gerekenlerin çok altında ve ya miktarsızca; ruhsal, bedensel,zihinsel-psiko şizofrenik, nevrotik pozisyonlar içerisinde boğulurcasına hallerle iç içedirler. Şu dünyadaki insanların pek çoğu. ••••• Çünkü, yukarılarda sıralananlardan çok daha fazlasıyla bulaşmış, bulaştırılmış olanlardan yana düşmüş olmalarıdır,düşürülmüş olmalarıdır. Onların şanssızlıkları.

•••••••••• Öte yandan şimdiliklerini,yarınlarını, geleceklerini düşünücü duyularını harekete geçirici
kavramlarının idrâkleriyle. Kendileri uğruna çok yönlü sunuşlarındaki; güç görünümlü yok olmama gayretlerine
başarı tacı takarak. Zayıflıkları yok edip saygınlıkları artırarak. Geçerlilikleri hayata geçirmiş olurlar. Yukarı çıkmayı kazanım olarak kabullenerek. Yaşantı olarak çareyi , sosyo-ekonomik, siyasal,kültürel bütünlük olarak kâbul görürler. Kararlılıkları sapa sağlamdır Manaları dopdolu,şuurları hayatlarını
süsleyici,sürdürebilirleri evrensel ahlâk,kesinlikleri var oluşları, etraflıca yaşantıları,hazları yakınlıkları, kararlılıkları kazanımları, değerleri geçerlilikleri, gerçekleri konumları, efendileri öncelikleri......olarak. Yozlaşmayıcı, başkalarını yakmayıcı, cehaletleri alevlendirmeyici,şahsiyetlere saldırmayıcı, hayatları telef etmeyici, yaşantıları zehirlemeyici, duyularının donanımlarıyla huzur verici, uğruna oluşlarını denetleyici, zorunluluklarından vazgeçmeyici olanların da. Bu dünyada az olduğundan bahsedilemez.

•••••Bir de diğer insanlara, insanlığa her bir halleriyle benzemekten uzak kalmak maksatlarıyla. Sadece hükmetmek,
üstün olmak, insani nesne bile olmak istemezcesine muntazam,benzersiz, hususi Tanrısal tasarımlı ve kesin tanımıyla üstü - erişilmez, ürkütücü, kendilerine itaat ettirici.. Olmalarının gaye ve gayretleriyle. Ortalama insan
alışkanlıkların dan uzak kalanların adet = Kesin mana ve meziyetleri kadardır.

••••• Çünkü her dönemin yaşantılarını aslında hiyerarşik olarak yöneliş paylaşımları belirler ki. İşte bu ilkenin çelişmemesi için. Yadırganıcı ve yadırganmayıcı idrakleri, kabullenici, kabullenilmeyici fiiliyatları, masumiyet ve ilkesellikleri, teşebbüs ve çelişkileri,nedenselliklerle ilişkileri... Belirleyicililer olarak ille de aykırılıklar ve kabul görülenler olarak kategorize ettiğimizde !!! Özelliklede Masumiyet ilkeleriyle Çelişkili İnsan Çeşitlemeleriyle dolu bir alemdir. Şu Dünya.
Evet devam edip gidiyor.
Pek de eksilmeyenleriyle
Tekabüller yüz yılda bir.
Aranan hep uyum noktası.
Şekillenişler makuldür elbette.
İrtibatlı başarı dönemleriyle.
Sorunuz insanlara ne taşıyorlar.
Önemleri olur mu hiç.
Sistemleri olmaz ise.(Yavuz Yury)






 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.