Maalesef insanlar hangi konuda, hangi nedenden olur ise olsun. Esas mesele üzerinde konuşma, tartışma, değerlendirme, fikir yürütme yerine. Kişilikler, kişisellikler üzerine odaklanıcı olduklarından.

Çarpıtmaları, saptırmalarıyla esas bağlantıyı sağlayamadıklarından dolayı. Bir türlü hedefe ulaşıcı, sonuca bağlayıcı olamıyorlar? Kişilik içerisine kapris, kasıntı, kompleksleriyle yaşantılarını disipline ettirmeyici, güven tenkitlerinden yar arlandırtmayıcı; genel manalandırmayı komplike tesirleriyle. Maalesef direne direne hem de.Elzem dengeyi sağlayacak, karşılıklı anlaşabilecek kadar.

Normâl koşuların geçerlilik doğrularını. Sabit koşullar da tutamadıklarından. Bozuk iniltili etkin belirtisizlikler, karmaşa emareleriyle anlaşılmayıcı oluyorlar ki. Sonunda karşılıklı gurur telkinleriyle. Daha da ileri gidilip de el sıkılamaz hâllere bürünüyorlar? Karşısındakine, irtibatta olduklarına.Adeta siz çekin gidin, hayat bana kalsın,bize kalsın,yaşamak bizim hakkımızdır. Size layık görülen derbederlik, bizim için ancak

ceza algısı olacağından. Cesur ve cömert tanımıyla bizlere çok doyum ve kazanımları oranın da. Alın işte çok şey sizindir ve sizleri şu hayatın-yaşamanın sadelikleriyle, üst, üstünlükleriyle buluşturuyorum dediğine inandığımız O Tanrı.

Elbette sizlerin hayat darbelerin den çok çekmenizle acılar algılamanız, dayanılmaz cezalara uğraya uğraya onmayıcı, bulamayıcı manasızlıklara uğramış olmanız ile. Devamlı olduğunuz yerde kalakaldıysanız bana ne, bize ne. Kim onarır sizi dercesine imalarını yerli yerine bulaştıranlar ile. Hiç el sıkıla bilinir mi ? İnsanlar düşündükleri kadar var olmayı hayâl ederler. Ayının, armudun iyisini, balın peteklisinden başka ne düşüncesi olur ki. Kartalın gagasına,kanadına ve hızına. Aslanın pençesine,gücüne ve duruşuna heveslenerek. Güc eksenleri etrafların da dönüp de durarak. İnsanlığın çığlıklarını kedi taklidi sanırcasına; zavallı-gariban-bir

çarelere ezik domatesler misali çağrışımlar yaparcasına.Kendilerini kesinlikle başkalarının takip edemeyeceği kadar fırsatlarının demokratik,iman ya da sosyal ustaları kispetlerinde göstermenin tezgâhçı meziyetleriyle.

Kendilerini üst dolapların durmadan dönüşlerinden yana düşünenler ile !

Hiç tartışılabilinir mi ? Dünya çatısındaki çatışmaların, çarpışmaların sahalarına inmeden,adımlar atmadan bile. İnenler ve adım atanlar üzerinden hesaplar yapabilenler ile. Hiç bir koşul yolculuğun da ! Anlaşma adına tartışma yapılabilinir mi ??

Her türlü acımasızlığı istisnasız karşılarındakilerinden esirgeyecek kadar ne haber; çaresizlik çırpınışlarıyla

boğuşanlar diyebilecek kadar. Yaşayanlardan çok yaşayamayanları hedefleyip de. Onlar üzerinde hakimiyet kurmak isteyici niyetler taşıyanlar ile. Hiç medeniyet algısı bakımından tartışıla bilinir mi hiç.? Kendilerini temellendirme kurguları hakimiyet- hükmetme olup da. Karşılarındakilerin, insanlığın fırsatlarına, zorunlu memnuniyetleriyle mutlak kazanımları için farkındalıklı oluşturmalarına, anlamsızlıklardan boğulmamak için hayran olunacakların nasıl biçimlendirilmelerine dair bilinçlenişleri önemseyişlerine, ıstıraplı yıkımlar karşısında, özellikle savunma mekanizmalarının neler olacağına dair bilinç için en tepe noktasındaki korunma içgüdülerini harekete geçirici unsurlardan haberdar olmalarına...

Karşı çıkacak fırsatların kaynakların çoğalmalarını temennilendirmeyi zihinlerine yerleştire bilmiş olup ta ille de tanımlanmalar istenmeyenlere odaklananlar ile. Hiç kolay kolay tartışılıp ta anlaşma ya ulaşıla bilinemez elbette.? Çünkü hassasiyetlerini açığa çıkarmamış insanlar ! Kimseyi huzur erdemine taşıyamaz. Şayet anlamlılık duygusunu önemseyemeyenler, mutluluk hislerine kesin anlamlandırabilmişlikler yüklemiş olamazlar. Pek çok beceri kazanmakla zihin açık anlamlarla doldurulsa bile.

Ancak, acı çektirmeyici geçerli ve kalıcı yani duygulanmayı başaran anlamlardır; trajedileri önleye bilenler. ? Evet kimse bulaşamaz kimseye. Yalınız dikkât ki ! Bu varsayım tartışma da bile. Şu yer yüzünde ancak ve ancak !

Asıl -Asil Bir Yönetim Sistemiyle Mümkündür ki !!! Teslim edilemez kimse kimseye. Muhtaç edilemez kimse kimseye.

IŞTE TARTIŞMA BİTMİŞ

TİR deme hakkım var mıdır ???

Zaman ustasının eli çok çabuktur.

Öğretir insana hem de çektire çektire.

Hayat bana çok şey tanısın diyenler.

Çektiklerini zamana aktarıyor mu ?

Tamam derbederim diyenler.

Cesurca davranıp ta çok algıladı mı ?

Gururlarına inanmadan.

Mutluluklarını izleyenler.

Açılarıyla inlemeyi de bildiler mi ?

Tamam, başarıların yanlarındakiler.

Gerçek mutluluğu da bildiler mi ?

Geleceğe kimse tavır takınamaz

Ancak ciddi anlamlarla mayalanır.

Kimsenin elinden alamazsınız.

Ne geçmişini, ne geleceğini.

Ben cesurum dayanırım denilmez.

Desteksiz olamazsınız.

Onca sorunlar sizden çok yüksektir.

Sadece çektikleriyle yükselir insan.

Yüce bir erdeme.

Örneklerin örneğidir yüce fedakârlık.

Çünkü tartışmak için.

Kimsenin huzuruna çıkmaz.

Bir kapı açılsın diyorsak eğer. Tartışmaya gerek yok.

Önce muhabbettir.( Yavuz Yurt)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.