Evrende hemen hemen her şey, var oluşundan itibaren etkilenişleriyle biçimlenirler. İnsan olmamızın tasarımı olan

algılarımızda bilincimizin gücü, olgusu, işlevi anlamına gelici yani! Anlam sarmaları olarak etkilenişlerin biçimlenişleri elbette bireylere,toplumlara,şehirlere,ülkelere kabul ya da reddetmek tepkiler olarak; hayat-yaşam biçimlerine yansıtırlar ki.. Fonksiyonelliklerine ilişkin geçmişlerimden geleceklerine yönelişleri, durum, vaziyet, her türlü fiiliyatları, gelgit iniş ve çıkışları, elbette etkilenişleri nispetinde olduğundan. Bunları hızlanıcı, yavaşlayıcı, durgunlaşıcı olarak. Her bir kesinliğin fonksiyonelleri ne yönelmiş olurlar. Ulaştıkları o denli

nedensellikler bağlılıklarının etkileriyle üst, düşük ya da normâl düzeye ulaşmış olurlar ki. İşte değerlendirmelerde bilince ulaşmanın kapılarını açan inisiyatife teslim edilişle. Burada karşı karşıya kalışın kalitesini ! Bencil olunmak ya da

olmamak belirleyici olur.

İşte zihinselliğin şuuruyla bilince ulaşmanın kapısını örtücü bencilliklerine hükmedici akıl yumağını sürekli çıkarlar peşinde oluşlardan etkilenirken. Aynı bedenin evrensellik ruhunu temsil edici zeka! Elbette bedensel ruhun özü olan akla: Sen varsın amma, herkes de var; sen dünyanı düşünüyorsun da herkesin de dünyası var; unutma ki şu dünya da hepimizindir, her yer ise aidiyetlerindir diyen tesirini hiç bir zaman bırakmayıcıdır. Erişici ve düzenleyici algı kapısını, her zaman açık tutucudur. Akıl gibi baskınlık tesirinden yana değildir. İşte var olmanın tam bir uğraşısını omuzlanmış bilincin düzenine tesiriyle. Tam bir yükseliş özelliklerini öne çıkarma uğruna; çıkardan başka hiç bir değerlendirmeye aldırmayacak olan akıl ile zekanın etkilenişleri hiç bir olabilir mi? Olamaz elbette. Çünkü, ruh ve bedenin engelleri, engellenmeleri, hissiyat yansımaları,yaşam alanlarına anlam düşürmeleri.....bir olmaz

İşte, içlilik, sadelik, akıcılık, nedensellik ve itimatla korunucu-koruyucu kararlılıkla düşünüşü ürkmeyiciliğiyle yeterli olunmaya belirgin kararlı geçerlilikle etkiler karşısında !!! Kendilerini ve kimseyi harcamamanın üzerinde durabilmek her bir çabadan daha üstündür. Zaten şu ayrıcalık biline ki.Ruhunun ve bedeninin üst seviyesini zaferiyle taçlandıranlar var ya. Ne kendilerinin harcanmasını kabullenirler, nede kimseyi harcarlar.

Yemez kimse kimseyi.

İhtiyaç duymayan uzaklaşır zaten

Beceriler boşa gitmez elbette.

Var ise işe yarar ürettiğiniz.

Erdemdir beyhude olmamak.

İnsanlar bir birinden çirkin.

Bir biriden güzeldir de

Sakın kimseyle alay etmeyiniz ki.

Dondurmuş olursunuz, iyi niyetlerini.

Uzak dursanız da,lanet okumayın.

Önce içinizi güzelleştirin ki.

Zarar gelmesin, sizden size.

İnsan sığınır elbette, zulme karşı.

Var mı zarar görmeyeniz ?

Yıldızlar bile uydularıyla dolaşır.

Bulunmaz mı yara almayacak dost.

Yer yüzünde yaşamak mıdır ?

İnsani arzulardan sıyrılmak ?

Bakalım gök yüzüne ki.

Tanıtır insana kendisini.

Benliliğini, bencilliğini.

Ne kadar isen o kadardır ruhun.

Sözüm kendi kendimedir.

Terbiye et kendinin ki bilip anla.

Yer yüzüne basmadan.

Gök yüzünde dolaşamazsın.

Yok başka olmaz.

Bakın dünya dönüp duruyor.

Devamlı döneklerle dolup boşalıyor.

İterler adamı akıntıya.

Cesur ol ki tercihin kaderin olsun.

(Yavuz Yurt.29.Eylül.2020)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.