YERLİ MALI YURDUN MALI HERKES BUNU KULLANMALI

Çocukluğumun unutulmaz sloganı
Yerli Malı Haftası (Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası),
12-18 Aralık tarihleri arasında Türkiye'de tüm okullarda kutlanan belirli günler ve haftalardan sadece bir tanesidir
Evet, sadece bir tanesidir diyorum çünkü Milli Eğitim Bakanlığının Belirli Günler ve Haftaları listesine bakılılığında sayısının ne kadar çok olduğunu göreceksiniz 
Yılların bizleri savurarak uzaklaştırdığı bir haftanın içindeyiz
Nerede Türk malı(?)
Eskiden yerli malı kutlanacak dediğinde öğretmenimiz, herkesi bir heyecan sarardı, bir hazırlıklar yapılıdır ki değme keyfimize
Herkesin bütçesine göre Allah ne verdiyse hazırlıklar tamamlanır gün gelir çatardı
Okula heyecanla gider annemizin koyduklarını sıramız dizer, arkadaşlarla ve öğretmenlerimizle güle eğlene yerdik, sonra farklı sınıflardan misafir gelir farklı sınıflara misafirliğe gider bir birimizi ağırlardık
Bununla paylaşmayı, yardımlaşmayı, misafiri ağırlamayı, yemek adabını… Öğrenirdik hem de yaşayarak, uygulayarak
Okulda yerli malı haftası bir günde bitmezdi haftaya yayılır, her sınıfın bu mutluluğu tatması sağlanırdı
Kutlamalar oyunlar, şiirler, konuşmalar, skeçlerle hoşça vakitlice geçerdi
Adı üstünde yerli malı haftası olduğundan bir tane yabancı ürün bulunmazdı sofralarımızda, gerçi o ürünler yurda girmez girse de herkes alamazdı
Bakalım Yerli Malı Haftası niçin konuldu(?)
Yerli Malı Haftası,I. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amaçlanarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığında, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi toplandı. 
İzmir İktisat Kongresi toplantısında yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararlaştırıldı. 
Dönemin Başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 tarihinde TBMM’de yaptığı konuşmada ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularını bahsetti 
Yıl 1946 dan itibaren Aralık ayının 12.günü ve sonrası ‘’Yerli Malı Haftası ‘’olarak kutlanılmaya başlanıldı
1983 yılında adı ‘’Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası’’ olarak değiştirildi.
Haftanın amacı, yerli tüketimin bilinçli olarak artılımasıdır 
Bu hafta boyunca tutumlu olmanın, yatırım yapmanın ve yerli malı kullanmanın önemi aşılanmaya çalışılırdı insanlara
İhtiyaçlara harcandıktan sonra artakalan para ile yatırım yapmanın önemi üzerinde durulurdu
Tüketilecek ürünlerin ülkede üretilen ürünlerden seçilmesinin gerekliliği anlatılır ve bilinçli tüketici konuları üzerinde durulurdu
İnsanların parasını, malını, eşyalarını, zamanını ve sağlığını gerektirdiği gibi korumak ve dikkatli kullanmasına yönelik bilgilendirmeler yapılırdı
Bu şekilde ülkenin zenginliklerinin artması amaçlanmaktadır
Kısacası milli olmayı öğretmektir
Şimdi gördüğüm kadarıyla kutladığımız günlerden, söylediğimiz sloganlardan eser kalmamış
Tamamen tüketici toplumu olup çıkmışız hem de ne tüketici
Üretmenden tüketen bir toplum, olmadan harcayan bir toplum, borçlanarak harcayan bir toplum…
Eskilerden kendi kendimize yeten bir ülke iken dışa bağımlı bir ülke haline geldik
Sebebi bizleriz, sonucu biziz 
Büyüklerimiz zorlukları görerek dişi tırnağı ile kurup yaşattıkları bu ülkeyi, bizler lükse düşerek zamanımızı ve geleceğimizi düşünmeden yaşayıp gidiyoruz
Bazı büyüklerimizin ya da siyasetçilerimizin kişisel uğraşları, çabaları ile olmuyor hep beraber bu çabayı ülkece göstermedikçe boşa kürek çekmiş oluruz 
‘’Ayağını yorgana göre uzat’’ derlerdi atalarımız ama gel de anlat şimdikilere yorgan ne derler çıkarlar ortaya
Ne yapmalıyız(?)
Şahsi fikrim olarak bence hemen gümrükleri içeriye bir toplu iğne girmeyecek şekilde mal girişine kapatıp yurt içindeki malları kullanmaya başlayıp aynı anda hızlıca üretime ve milli ürünler üretimine başlamalıyız 
Açık büfe kahvaltılardan, lüks tatillerden hatta yurt dışı tatilleri yasaklayarak, her şey dâhil uygulamalardan, şatafatlı düğünlerden eğlencelerden, gösterişli yemeklerden iftar sofralarından, lüks arabalardan, yatlardan… vazgeçip özümüze dönerek yaşamalıyız
Ülke içindeki teknolojik aletleri kullanıp bozulduğunda tamiratına bakıp en son haline kadar kullandıktan sonra da kullanılacak parçalarını başka yerde kullanılmak üzere geri dönüşüme yollamalıyız
Geri dönüşüme önem vermeliyiz, eskilerimizi kullanmayı tekrar öğrenmeliyiz ikinci el piyasasını canlandırmalıyız
Ne olursa olsun kendi ürettiğimiz teknolojik aletleri kullanarak dışarıya avuç dolusu dolar yollamayalım, ürettiklerimizi kullanmalıyız beğensekte beğenmesekte en sonunda güzeli yapıp doğruyu bulana kadar
Adam göre iş değil de işe göre adam prensibinden hareketle tüm resmi ve özel şirketlerde elektrikten, sudan, enerjiden, kâğıttan, zamandan, araçtan… tasarruf etmeliyiz
Döviz, altın, borsa ve benzeri yatırımlardan vaz geçip Türk parsı kullanarak paramıza değer katmalıyız
Hatta ana dilimizi her pahasına yurt dışında kullanarak dilimizi ve kimliğimizi ezberletmeliyiz, yabancı dili bilelim ama üstüne basa basa Türkçe konuşalım
İş gücüne katıla bilecek ev kadınlarını, yaşlıları, engeli vatandaşlarımızı, öğrencilerimizi uygun zamanlarda yapacağı işler ölçüsünde iş hayatına katalım, 
Üretmek için 7/24 saat içinde fabrikalarımız hiç durmadan günde üç vardiya hafta tatillerini kaldırarak ölümüne çalışmalıyız 
Oturmak yok boş durmak yok bize çalışmak lazım, çalışmak lazım…
Evet, bu yazıyı okuyacak birkaç kişide diyecek ki ölelim mi(?) ne bu kölelik(?)…duyar gibi oluyorum
Ne zamana kadar(?) üç dört nesil belki böyle çalışarak biz ve bizden sonraki geleceğimizi kurtarana kadar
Ne zamana kadar(?) özümüze dönüp kendimize yetene kadar ama gene şımarmadan
Var gücümüzle yeni bir milli mücadele örneği ile yeni bir ruhla Türk olduğumuzu göstermeliyiz
Sıkıntıyı ilk önce yurtta çekip, bir birimize kenetlenerek sonrada refaha ulaşarak yaşamalıyız
Örneklerimiz yok mu(?) var; ürettiğimiz siha'lar, tanklar, uçaklar, toplar, arabalar, yollar, gemiler, teknolojik ürünler…
Bizler bu kenetlenmeyi depremlerde, sellerde, pandemilerde yaptık ve yaparız çünkü bu sınavları başarıyla geçtik milletçe 
Saymakla bitmez demek ki yapabiliyoruz demek ki ürete biliyoruz 
Sadece bize ihtiyaç olan bir ruh, o ruhta bizlerin bedenimizde olduğunu her seferde göstermişizdir
Biz yaparız hem de en iyisini en güzelini
Yaptık yaparız da yapacağız da 
Sözü fazla uzatmadan ‘’YERLİ MALI YURDUN MALI HERKES BUNU KULLANMALI’’