Son bir ümit kaldı, o da insanın özüne dönerek kendisini ve ölmek üzere olan dünyayı kurtarmasıdır. Yalnız bu gerçeği çocuklara duyurmadan nasıl yapacağız ? Belki hiç bir şey olmamış gibi davranarak yok edilen bütün insanı değerleri öğreterek, yaratılmış tüm canlıların yaşama hakkı olduğunu göstererek yapabiliriz.

Bu çağda bunları yapmak mümkün mü? Veya kendisinde olmayan bir şeyi bir diğerine aktarması düşünülebilir mi? Bunca Kötü örneğin içinde iyiyi güzeli fark ettirmek kolay bir şey mi?

Daha iyi yaşamak, diğer insanlardan üstün ve bir adım önde olmak için hırslanmış, gözünü karartmış adete canavara dönüşmüş insanoğlu toprağı, havayı ve suyu hor kullandığı gibi kıyametini de kendi eliyle hazırlamıştır, dünyanın dengelerini alt üst etmiş, toprağa havaya, suya en büyük zararı vermiştir. Başta kuraklık olmak üzere ölümcül hastalıkların çoğalması bir çok olumsuzluğun da sorumlusudur.

Bu gün 25 - 30 yaşında olan bir genç benim çocukluğumda diyerek söze başlamaktadır.

Evet yüzyıllara yayılan ufak tefek bozulmalar, değişimler şimdilerde 3 - 5 yılda fark edilmektedir.

Hepiniz bildiği bir kızıl derili şefinin yerinden yurdundan edilirken ve toprakları elinden alınıp halkı öldürülürken söylediği şu sözler ne kadar da içini acıtıyor insan olanın değil mi? Aslında Amerika birleşik devletleri başkanına uzunca ve bilgece yazılmış bir mektupta çok daha detaylı anlatılmıştır bu durum ama ben kısaca ve en bilindik bölümü burada paylaşmak isterim.

...

I.

beyaz adam, annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar.

onun bu ihtirasıdır ki, toprakları çölleştirecek, her şeyi yiyip bitirecektir.

beyaz adamın kurduğu kentlerde huzur ve barış yoktur.

bu kentlerde bir çiçeğin açarken taç yapraklarının çıkardığı tatlı sesler ve bir kelebeğin kanat çırpışı duyulamaz.

beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak.

Kızıl derili Şef Seattle (d. 1780 – ö. 1866)

....

Bugün geldiğimiz noktada maalesef beyaz adam hâlâ paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayamadı. Anladığında sona gelinmiş olacak. İnancımız ve Türkün töresi toprağı, havayı suyu ve bütün canlılara saygıyı, özeni, yaşama hakkını, adaletli ve merhametli olmayı öğütler. Bizden sonrakilere bir damla su, bir nefeslik temiz hava ve bir avuç toprak üzerinde yetişen bir çiçek bırakmak en büyük miras ve iyilik olacaktır diyorum, hâsılı kelâm.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.