Saygıdeğer okurlarım, o kadar çok yazacak, konuşulacak şey var ki, en önemlilerine ve can alıcı meselelere sıra gelmiyor maalesef.Bir oyundur, bir kurgudur sürüp gidiyor.

Efendim gündem mülteciler. Yıllar sonra sorunun önü arkası hesap edilmiş olacak ki, muhalefet istemiyor, iktidar istiyor, iktidar isteyince muhalefet istemiyor.

Gidecekler mi? Kalacaklar mı ?

Bir gidiyorlar, bir kalıyorlar. Papatya falına döndü bu iş vallahi. Bunun ardından mültecileri sevenler, sevmeyenler yönünde bir anket yapılsa da bu işin rengi belli olsa. En son bu yazıyı yazarken haber bültenlerinde ve cumhurbaşkanımızın bizzat ağzından duyduğum mülteci sorunu özelikle savaştan kaçanlarla ilgili olarak, net bir tavır koydu. Bay Kemal,a hitaben kalacaklarını söyledi.Önce kesin olan tavrı, duruşu neymiş Cumhurbaşkanının onu görelim, "Bize sığınanları katillerin kucağına atmayacağız. Onları asla kovmayacağız"

Şimdi de Bay Kemal'e hitabına bakalım, "Suriye'den savaştan çıkıp ülkemize sığınan bu kardeşlerimize sonuna kadar sahip çıkacağız Bay Kemal. Siz ne derseniz deyin. Birileri çıkmış durmadan laf salatası yapıyor. Bizim kapımız açık, onlara ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz. Onun için bu süreç içerisinde, bu yardımseverliğimizi nasıl yapıyorsak yapmaya devam edeceğiz".

Çok değil bir hafta önce gönül rızası ile onurlu bir şekilde bir(1) milyon Suriyeli kendileri için yapılan biriket evlere yerleştirilecekti. Bu evler sınıra yakın ve bizim kontrolümüzde olan bölgede yüz bin adete tamamlanacağı beyan edilmişti.

Zafer partisi lideri Ümit Özdağ ve içişleri bakanı Süleyman Soylu arasındaki mülteci sorunuyla ilgili gerilimde gördük ki, bu ergenlerle bir yere varılamaz, başta hayat pahalılığı, işsizlik olmak üzere, eğitim,sağlık,istihdam vedahi güvenlik gibi hayat - memat meseleleri siyasetçilerin keyfine bırakılamaz!

Ne ülkemiz ne de ülke insanı siyasetçilerin saygıdan, sevgiden ve seviyeden yoksun söylemlerini hak etmiyor, duymak bile istemiyor.

Sokak ağzı konuşmalar, kullanılan argo kelimeler, itibarsızlaştırılan mevki makamlar ve yara alan devlet ciddiyeti beni çok rahatsız ettiği gibi, ülkesini seven milliyetçi, vatansever hakkımızı da rahatsız etmektedir.

Ezcümle; Bu yöndeki politikaları kim belirliyorsa bir şey söylesin. O insanlarda gidecekse valizini hazırlasın, yok kalacaklarsa evini barkını alıp işini kursun, çocuğunu okula yazdırsın. Biz de bilelim, kim kimdir. Nedir ne değildir.

Toplumu germeye, sokakları karıştırmaya kimse kalkışmasın yoksa bu yıkıntının altında çok kalan olur.

Hasıl-ı kelâm seçime kadar gündem bu şekilde devam edecek gibi görünüyor. Her zaman olduğu gibi yine son sözü vatandaş söyleyecek, sandıktan çıkana herkes saygı duyacaktır...vesselâm

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.