Taşranın hüzünlü şairi diyor onun için M.Xalid Sadînî.Van depremini de yaşamış olan Müştehir Karakaya, hasta yatağında ön şehrin kıyamet saatini kaleme aldı.

Yüreğinden kopup gelen ve gözyaşları arasında yazdığı bu şiiri paylaşmak istedim siz değerli okurlarımla

ON ŞEHRİN KIYAMET SAATİ

-1-

bir gün bir yerlerde

bebekler masal olduğunda

masallar da bebek

yerdeki ve gökteki

tüm melekler bizi alkışlayacak

ve on şehrin on günü kalmışsa

ve yurdumun kemeri

uzun bir yeryüzü kıyısına bağlıysa

ve elem sancı ağrı

beni hasta yatağımda yoklarken

gönlümün kanaması

hiç durmayan bir lezyonla

geceyi ve gündüzü de

tüm ülkemin insanı gibi

tüm dünyanın insanlığı gibi

on şehri görür seni görür gibi

bu kıyamet saati afette

seni de seviyorum

kendimi de artık seviyorum

ve bütün insanları

insan bilmez ki gökte ne var

yerde ne var onu da bilmez

bilse ne olur bilmese ne

ancak Allah bilir bunu

bilir ki bunu bildirmemek

onun şanına ve kudretine yakışır

hikmet yitik bir maldır

sahibi yittikten sonra bulunur

işte böyle bu on şehir

nice daha şehirler

nice daha ülkeler

nice daha dünyalar

arşın ve ferşin

dikildiği her sütunun dibinde

yer küreye diyor ki

sen sükuta erersen

bütün insanlık ölür!

-2-

gece sessiz bir adam gibi kolluyor

benim gibi ağrıyan yerlerini

ben üç buçuk okkalık adam

ne ölüm ne dirim arasında

uzaktan çok uzaktan

sahibini arıyor bir ses

bütün dünyaların hazin sesi

bu seste gizli

anlamam böyle oldu

ağrıyan yerlerim birden dindi

yüreğim ise birden kanadı

hikâyesi böyle başladı

on şehrin kıyamet saati

gecenin sağır sessizliğinde

saatin dört on yedisinde

ben de gitmek istedim

ancak kulağımın dibinde

patlayan bir tokatla

şifalar duasına sabırlar ipine sarıldım

ayıldım ki on şehrin silueti

on uğur getiren

on kuşun kanadına asılmış

ben kimim

ben iki kıyamet yaşamış adam

hangi yağmurlardan sel

hangi dağlardan çığ kopar

altmış bir kezdir

sınayan!

-3--

gecedir karanlıktır soğuktur

üşümek anasını kaybeden

bir kuzunun hıçkırmasıdır

her gece bir bilinmeyen

yine de sabaha çıkar donmadan

kış insanı yiyen acuze cadı olmasa

dört beş gün bir canı saklayan enkaz

sabahın güneşi doğurması gibi

ışıkla doluverir gönüller

ben umudumu sakladığım kadar

sen gel yaralarını benim yaralarıma bastır

anne diye haykırdı bir çocuk

beni bırakma üşüyorum!

korkuyorum dediğinde Enesler

"ama yarın benim okulum var"

diyen Ahmetlerin de muştusunu

unutma olur mu ebede dek

Masal Bebek gibi sizi de seviyorum

bir gün bir haberin

en güzel yanıyla döneceğim

gülücüklerimi sakladığım

bu zemheri ayında

fecrin sıcak ışıklarına salacağım

her şeyin bittiği anları kim bilmez

içinde büyük büyük umutlar taşımazsa!

-4-

kulağıma üflenen sesi söylesem

günah işleyeceğimi biliyorum

çok katlı ölüm kuyularını kazan

inşaatçıları öldürmeli diyor şeytan

şimdi kendime bir yol çizmeliyim

gökdelen mezarları yapanları öldürmeden önce

evlerin mezar olduğu her yer

daha dar daha soğuk

daha mahzenler gibi

melek beş yaşındaki Sidra'ya dokunduğunda

korkma bebeğim dediğini söylesem

hiçbiriniz inanmayacak

ne taş blok ne balkon ne demir çubuk

zarar vermeyecek dediği için

beni vur onu vurma

beni vur onu vurma

ölümün kolları neden bu kadar soğuk

her kış bir önceki kışı vurmada!

-5-

ey hasta yatağında

yüreği kanayan adam

bir çocuk ağlarsa cihan ağlar hitabını

duymadın mı yoksa

ve bir gün iyilik yurduna ayaklanırsan

kırılan fayların üzerine

sırattan bir köprü kur

her şehrin bir delisi vardır

on deli bir de ben

bağrını açmış deli taylar gibi

doğudan batıya koşan

nerede bir çığlık varsa ona yapışan

bütün gönüllerin üstünde bir gönül

bütün sütunların üstünde bir sütun

bütün duvarların üstünde bir duvar

dengede durmak için çırpınan

ama nihayetinde düşen

bana bir ip cambazını hatırlatır!

-6-

al öptüm baba öptüm

diyordu çocuk kısarak gözlerini

çocuk gülünce yeryüzü güldü

yerin ve göğün mazisi ve atisi

ülkemin insanına birer haber bıraktı

yüz on saatte bitti denilen dünya

nihayet bitmemişti

ve dedi dünya dönüyor

alem dönüyor

insan dönüyor

benim güzel ülkem hem dünyaya

hem kendine dönüyor

dönüyor!

/6-10 şubat 2023 -gece gündüz hasta yatağımda gönlüm kan ağlayarak/

(6 şubat 2023 tarihinde

7.7 ve 7.6 şiddetinde

ülkemizin güneyindeki on

şehirde meydana gelen

kıyamet gibi iki depremin

anısına yazılmıştır.

Kahramanmaraş-Gaziantep-Hatay-Adıyaman-Osmaniye-Adana-Şanlıurfa-Diyarbakır-Malatya-Kilis)

(Müştehir Karakaya)

#haiku

I.

ay ve yıldızlar

sonra anneler düştü

uyurken çocuk

II.

göçük altında

bir çok çocuk büyüdü

adamsın hamza

(Arap Kurt)

Rabbim böyle bir acıyı ve yıkımı hiç kimseye yaşatmasın, Depremde hayatını kaybedenlere Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun, geride kalanlara sabır-ı cemil ihsan etsin. Yaralılara acil şifa versin inşallah

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.