Yazımın başında bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: Doğduğumdan beri Çorum ili Alaca ilçesinde yaşıyorum ve Alaca Lider gazetesinde sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak çalışmama rağmen, ilçemizi ilgilendiren haberler yapıyor ve yazıyoruz. Bu gazetemizin içeriği ve görevleri arasındadır. Lakin kendime ait köşemde mümkün olduğunca Alaca'dan ve Alaca'da olup bitenlerden bahsetmiyorum. Yani yazılarımda yerele değil de genele yer veriyorum. Veya uğraş alanım olan edebiyat ve edebiyatın bir dalı olan şiirlerimi yayınlıyorum.

Hepinizin malumu ilçemizde bir dizi çalışmalar olmaktadır. Su, doğalgaz, atık su ve kaldırımların yapılması gibi, Hemen hemen her gün vatandaşlardan birçok şikâyet almakla birlikte, aksaklıkları ve sıkıntıları dile getirmediğim için de birçok sitemle karşılaşıyorum.

Halktan ve esnaftan gelen şikâyetlere karşı verdiğim cevap: prensip olarak Alaca'yla ilgili köşemde yazı yazmıyorum. Çünkü gazetecilik, elindeki imkânı başkalarına saldırı aracı olarak kullanmak değildir.

Günümüzde böyle yapıyorsa o yapanların sorunu benim böyle bir anlayışım yoktur.

Diğer taraftan çok fazla ileri giden olduğu zaman (kardeşim sen nasıl gazetecisin; görmüyor musun şu tozu, çamuru, niye bunları dile getirmiyorsun) diyenlere şehrin merkezinde bulunan belediye binasını göstererek sorumluları orada oturuyor. Bir zahmet gidin oraya şikâyetlerinizi bildirin diyorum.

Baktım bu da çözüm değil; kardeşim oy verirken, parti için çalışırken hiç böyle demiyordun, oyunu bize, bana vereceksin bir sorun sıkıntı olduğunda beni bil diyordun, öyleyse beni aracı yapma gerekli yere çık, gereken kişilerle konuş diyorum.

Konusuz kalmamak için konu/siz dedim ve başladım.

Konu hakkını hukukunu bilmeyen, sormayan, sorgulamayan sizlersiniz.

Ne yapılırsa iyi çok iyi daha ne olsun diğerleri bunu da yapmadı, hamdolsun, çok şükür diyen sizlersiniz.

Asıl olup vekilden korkan, vekilin gözüne girmek için etrafına üşüşen, olmadı şirin görünmek için taklalar atan siz.

Şikâyet dile getirince fırça yiyen ve utanması gereken utanmazken, mahcup olup suçluymuş gibi yüzü kızaran siz.

Sizin konunuzu burada kapatıp böyle basit konularda yazı yazmayacağımı, dünyanın ve ülkemin devasa sorunları dururken kaldırım taşıyla, asfaltın kalitesiyle, su borusunun kalınlığıyla uğraşamam.

Aradığınız istediğiniz konular ve haberler gazetemizin diğer sayfalarında boy boy resimlerle yayınlanmaktadır her hafta…

***

Sahi unutmadan sosyal medyada özelime gelen bir mesajdan bahsetmesem olmaz. Onu da aktardıktan sonra konuyu bitirelim.

Alaca Belediyesinde çalışan ve Adalet Kalkınma Partisinde çeşitli görevlerde bulunmuş bir kadrdeşimiz, biraz da sitem ederek yine üstte belirttiğim konularla ilgili bir mesaj attı.

Mesaj aynen şöyle; "Her konuda hür ve özgürce görüşlerini fikirlerini sosyal medya üzerinden beyan eden değerli abicim. Asfaltla alakalı görüşlerinizi sosyal medya üzerinden takip etmek istiyor saygılar sunuyorum.”

Bu nedir, bu bir sitemdir. Her konuyu yazıyorsun da asfalt gibi önemli bir konuyu neden işlemiyorsun sosyal medyada ve gazetedeki köşende?

Ben de bu kardeşimin hatırı kalmasın diye bu hafta köşemi Alaca'mıza ayırdım.

Bakalım biz ne demişiz değil mi? Beni bilenler bilir. Kişinin yüzüne ayrı arkasından ayı konuşmam. Neyse o.

Çok şükür ki Rabbim korkusuz ve insan olarak yaratmış, sonradan insana yakışmayan davranışlarda bulunursak o yüce emre karşı gelmiş olmaz mıyız?

Benim verdiğim cevap:

Asfalt yeni icat edilmiş bir şey değil ki gözüm.

Söktünüz, yerine yenisini yapacaksınız elbette…

Bunu abartmanın veya güzel göstermenin bir anlamı var mı?

Ha dersen ki bundan sonra ne yapılmalı dersen âcizane fikrimi beyan ederim…

Halil İbrahim Şaltu başkanın paylaşımına yazdım... “biraz acele edin önümüz kış dedim. Şurada bir haftalık zaman var haftaya soğuk ve yağış var.”

"Bu zamanı iyi değerlendirir dört yolu kurtarırsanız ne âlâ...

Kolay gelsin.

Başarılarınız daim olsun…"

Dedikten sonra kardeşim yine yazdı.;

“Ben sana iyi, kötü, güzel, çirkin diye bir ifade kullan demedim. Bir yazar olarak bunu aktar sosyal medyaya âlem bi yazı görsün demek istedim ağabeyim.”

Ben de cevaben dedim ki;

"Altyapı çalışmaları başladığından beri ve hala o kadar çok şikâyet alıyorum ki

Elimden tutan bir şey gösteriyor ve anlatıyor.

Hiç birini ne köşemde ne de haber olarak dile getirmedim.

Bundan sonrasını da yazmam.

Sadece diyorum ki; elinizi çabuk tutun.

Ve ana yola çıkan sokaklar için bir çözüm bulun.

Yoksa toza ve çamura belenir canım yeni asfalt…"

“Ben sanat edebiyat diyorum sen şikâyet yazı çözüm diyon abi:) dedi

La get

Asfaltın sanatı edebiyatı mı olur… Dedim.

Sıra kardeşimde... cevap vermemek saygısızlık olur. Bilirim ki o güzel kardeşim saygıda kusur etmemiştir, etmez de.

“Sen canını sıkma abicim. Biz nasıl ki senin evinin önünden taaa çarşıya kadar asfalt atıp bisikletinin tekerine çamur değdirmediysek 3 sene önce, Allah’ın izni yardımıyla da bu işin üstesinden geliriz. Sen duanı eksik etme üstümüzden o bize yeter. Allah’a emanet ol.”

Sevgili kardeşim beni hep bisikletle gördüğü için örneği öyle vermiş. Oysa benim arabam da var. Ne ön takım kaldı, ne rot ne de balans…

Dedikten sonra

Ben de cevaben; "Allah yar ve yardımcınız olsun. Kolay gelsin" dedim… Vedalaştık.

Şimdi halk olarak bizlere düşen yapılan işlerin yanlışlarını ve aksaklıklarını yetkililere bildirmek. 21. yüzyılda tozu ve çamuru yutmamaktır.

Ayrıca dört yol dediğimiz ana caddelere dökülen yeni asfaltın bir milli servet olduğunu bilmek. Ara yollardan gelecek çamurlarla heder olmasını engelleyici tedbirlerin alınmasını takip etmek olmalıdır.

Ara sokakları bilmeyen yoktur. Aşılan çukurlara arabalar düşmekte, insanlar yürümekte güçlük çekmektedir. Bu kader değil ihmal ve vurdumduymazlıktır. Buradan yazdığım gibi bu konuların da takipçisi olacağımı bildirir saygılarımı, selamlarımı sunarım.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.