1980 yılının başı ve sonrası
Gençliğimin ilk yılları... Ev hayatımız, annemin televizyondaki dizilerine göre şekillendiği yıllar.
O zamanları bilmeyenler için küçük bir hatırlatma yapmadan geçmeyelim: Televizyon her saat açık değil ve kanal sayısı oldukça sınırlı.
Özellikle akşam yemeğinin hazırlanması, sofranın kurulması dizinin başlamasından önce yapılır; dizi boyunca sofradan kalkılmaz ve aile sohbetleri yapılması yasaktı. Dizinin bitişiyle birlikte sofra kaldırılır ve yoruma geçilirdi.
Bu kural yıllarca sürdü... Ta ki özel kanalların açılması ve dizi sayısının çoğalmasıyla kurallarda gevşemeler oluşana kadar. Ev kadınlarımız, kendilerine yeni planlar yaparak programlarını değiştirdi ve böylece ev huzurunu bir nebze sağladılar.
Sonraları, programların çeşitlenmesiyle kadınlarımız hangi programı izleyecekleri konusunda kararsızlık yaşamaya başladılar. Kanal, kanal gezmekten yoruldular. Böylelikle yapılması gereken ev işleri aksadı; çocuklar ve eşlerle ilgilenme azaldı, komşuluk bağları zedelendi.
Dönelim şimdiki zamana.
Değişen bir şey yok.
Ev kadınlarımız için “aynı tas, aynı hamam” misali... Ellerinde televizyon kumandası, kanaldan kanala reyting savaşları; reklamlarla değiştirilen kanallar, yetişilmeye çalışılan başka kadın programları...
Televizyon, renkli dünya ya da hayaller dünyası… Süsleyebildiğin kadar süsle, kandırabildiğin kadar kandır!
Derdi insanı eğitmek olmayan bu dünya, sanki insanı yoldan çıkarmayı kendine misyon edinmiş gibi son sürat devam ediyor.
Burada, bu görevi dört dörtlük yapan kanalları ve ev programlarını tenzih ederek devam edelim.
Şimdilerde boş vaktiniz olduğunda ya da evde kalmak zorunda olduğunuzda lütfen kumandayı alıp televizyonun karşısına bir geçin de halimizi görün!
Sabahtan akşama kadar yayın kuşağında tüm programlara ve özellikle kadın programlarına baktığınızda, "Biz neler seyrediyoruz?" diye pişmanlık duyarsınız.
Boşuna kanal değiştirmeyin! Her kanal, içerikleri aynı olmak üzere, aynı tür yayınlar yapmakta.
Programı izledikten sonra konusuna, kime hitap ettiğine ve ne vermek istediğine lütfen dikkat ediniz.
Çok hevesle oturup bir şeyler seyretmek ve bilgilenmek istediniz ama sizi nerelere götürdü, söylemek istemiyorum... Kültürüm el vermez!
Demek ki çok izleniyor ki her kanalda aynı içerik var. Suç onlarda değil; onlar ticari şirket, toplum ne istiyorsa onu veriyorlar. Kazanacaklar ki bakmak zorunda oldukları personel ve aileleri var.
Biz ancak dönüp kendimize kızmalıyız: "Biz bu muyuz?" diye.
Sonra kendi kendimize diyoruz ki:
“Bizim toplum nereye gitmiş de haberimiz yok?”
Gazetelere bakıyorum, renkli ekrandan farklı değil... Yazılan, yayınlanan programlar ve kadın programları son yıllarda ciddi eleştirilerin odağı olmuş durumda.
Çocuklarını ve kocasını yolcu ettikten sonra kadının televizyon karşısına oturmasıyla başlıyor kanaldan kanala geçmeler, reyting yarışması.
İlk saatlerde: magazin haberleri, insan ilişkileri ve tavsiyeleri, mutfak kolaylıkları ve yemek tarifleri, eğlenceli sohbetler...
Sonrası?
Malum kadın programları!
İlk bakışta eğlenceli bir sohbet ortamı sunuyor gibi görünse de kadınları dar bir kalıba sokarak öğrenmesi ve yapması gerekenleri unutturuyor; üzerinde baskı yaratıyor ve cinsiyete dayalı bir beklenti oluşturuyor.
Sonrası, sonrası...
İçler acısı! Programlar dramatik bir hale dönüşüyor.
Hem de ne dramatik!
Dramatik demek çoğu zaman az bile kalıyor.
Kaybolan insanlar, aldatmalar, aile içi kavgalar... Yaşanan olaylar bu programların temel konularını oluşturuyor.
Programlar, toplumsal problemlere dikkat çekmektense, izlenmesi için her türlü yolu deniyor.
Konuların işleniş şekliyle olayları çözmekten öte, sorunlar görmezden geliniyor.
İş şova dönüştürülerek günlerce çevir çevir dur...
Çözülürse tamam, çözülemezse biraz daha uzat... Çözülemezse kaldır rafa!
Yeni konu, yeni insanlar... Rezil olmak isteyen insan mı yok?
Bu programların amacı gerçekten kadınların sesini duyurmak, problemlerine çözüm sunmaksa, bu sesi daha güçlü ve doğru bir şekilde duyurmanın yolları aranmalıdır.
Kadınları gerçekten temsil etmeli, sadece ediyormuş gibi görünmemelidir.
Ekran, sadece bir eğlence aracı değil; aynı zamanda farkındalık ve bilinçlendirme aracı olmalıdır. Kadınları güçlü, bilinçli, sorumluluk sahibi bireyler olarak temsil eden yapımlar olmalı ki gelecekte toplumda daha büyük değişimlere yol açabilsin.
Programların tümü, eğlendirirken aynı zamanda eğitmeli; sorunlara çözüm olmalı, sorumlulukları hatırlatmalı, yol gösterici ve güçlendirici olmalıdır.
Kadınların sesi olmayı hedefleyen programların bu görevi gerçekten yerine getirmesi gerekiyor.
Çünkü ekranlarda gördüğümüz her şey, toplumsal değerlerimizi şekillendiren birer mesaj taşıyor.
O halde birey ve bireyler olarak toplumu dönüştüren ve bunu yaparken gücü doğru kullananlar bizler olmalıyız.
Unutmayalım:
“Birlikten güç doğar!”
Bu güç için hep beraber silkelenmek ve üzerimizdeki ölü toprağını atmak gerek.
Var mısınız?
O zaman ayaktayız!
KADIN PROGRAMLARI
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.