Siyaset, ticaret, şan ve şöhret, mevki, makam, ev, araba, dükkân daha birçok unvan, birçok süsü insanın, eksiğini tamamlama hırsı, bitmez bir kısır döngü.

Dışardan bakılınca, görünürde, görünüşte insanın dışı, sıvası, badanası, boyası vb.

Biz.

İçimize dönelim, kendimize gelelim, içimize bakalım.

İşimize bakalım efendim, işimize kısacası.

işimiz; şiir, yürek sesi, gönül gözü, duygu seli, hissetmek olan biteni, Dokunmak erenler, istek ve arzu, vedahi yaşama sevinci, aşk ile insanca yaşamak için... vesselâm

"Biz ki bu cihân gülşenini hâre değiştik

Varını yoka, yârini ağyâre değiştik"

(Huzûrî)

Bir Avuç Şiir

Bir avuç şiir,

Bıraktı kendini

Güz yağmurlarına

Üstelik büyük harflerle yazılan,

Kendinden emin ve ağdalı,

Cömert ve cüretkâr

Sert ama şapkalı kodlar taşıyan.

Koca bir sonbahar çınarının

Islak sarı gölgesinden akan,

/Soğuk güneş altında/

Kaybolmuş bir selamın dizeleri,

Çaresizce toprağa bakan...

Oysa bir yankı olmak isterdi

Derin vadilerde,

'Sesine ses bulan bir yankı'

Elde olan, Bir Avuç Şiir.

Duymak isterdi ,

Şapkalı satırları,

Ve yine duymak isterdi

Güz yağmurundaki çırpınışını...

(Serpil Taşyürek)

Umut Şiiri

ben bende yalnız olsaydım eğer

çoktan çekip gitmiştim ardıma bakmadan

Yüzümdeki çizgilerin inanmış dünlerine

Yenik düşmemiş bir yarın bırakarak üstelik

Evet

Yapraklarının sarı renginden sual olunan siz

Ömrünüzden çalınan zamanların

Tüccar saatlerinin tutuklusu ben

Ve onca yılın hatırı

ücra köşelerde bir kibrit alevine armağan edilen şehir

Uzak diyarlardayım şimdi ben

Daha uzağı yok kesin

Haydi bugün yeniden yargılayın beni

tüyü bitmemiş bir şiirden

Asın...

(Reşide Sarıkavak)

Bir Yürek Ötesi Gurbet

Bir gülüyorsun

Yüreğimin mührü kırılıyor

Nefesim nabzımla yarışıyor

Mesafe zamanla karışıyor

Gel

Geceyi ulurken yalnızlık

Şafağın kızılı gibi sana bürünüyorum

Ruhum d/üşüyor dudağına

ve ben

tenimin her zerresinde adını söylüyorum

Ah deli yanım

Gece gözlerine nazır

İki yarımın kavuşma hayali

Uçmaya hazır

Göğsüme tüneyen kuş

Uzayıp gitsin buselik makamı

Bir an

Bin ah gibi

Yarı yarıya ne hasretse

Bir nefes çalayım, dilin olsun şahidi

Sen değil ruhun aşka gelsin

Kalbimi, kalbinle karşıla

Yokluğun zehir

Kirpiklerim aşk nöbetinde

Kırka çıkıyor ateşim

Ve kırklanıyor her soluğunda

Gül kokulu sabahlar saklıyorum koynumda

Bana bin pişmanlık borçlusun

Aşk yandığın kadardır unutma

Avuç içlerine sığdır beni

Alnını daya alın yazıma

Yerim yurdum belli olsun

Seni öyle özledim ki

Gitme

Bana bir dudak kenarı borçlusun

Arala ağzını kuşlar uçsun

Abartma hasreti

Ne demek şiir içmem

Aşk olsun sevgili

Umudum

Son sözüm

Terini

Tenini

Dudağının 'o biz yerinden öptüm seni

Fırtına dinince tufan gelir

Kavuşmak üzre

Mahşere dek

tek ayak aşk üstünde bekle beni

(Mine Kuş)

YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK

Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni

bir kavganın güzelliğinde sevdim.

bitmedi daha sürüyor o kavga

ve sürecek

yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

Aşk demişti yaşamın bütün ustaları

aşk ile sevmek bir güzelliği

ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.

işte yüzünde badem çiçekleri

saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.

sen misin seni sevdiğim o kavga,

sen o kavganın güzelliği misin yoksa...

Bir inancın yüceliğinde buldum seni

bir kavganın güzelliğinde sevdim.

bin kez budadılar körpe dallarımızı

bin kez kırdılar.

yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz

bin kez korkuya boğdular zamanı

bin kez ölümlediler

yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.

bitmedi daha sürüyor o kavga

ve sürecek

yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri

suyun ayakları olmuştur ayaklarımız

ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.

yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık

törenlerle dikilirdik burçlarınıza.

türküler söylerdik hep aynı telden

aynı sesten, aynı yürekten

dağlara biz verirdik morluğunu,

henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...

Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne

ne tan atışı doğumların sevincine

ey bir elinde mezarcılar yaratan,

bir elinde ebeler koşturan doğa

bu seslenişimiz yalnızca sana

yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini

bitmedi daha sürüyor o kavga

ve sürecek

yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

Saraylar saltanatlar çöker

kan susar bir gün

zulüm biter.

menekşelerde açılır üstümüzde

leylaklarda güler.

bugünlerden geriye,

bir yarına gidenler kalır

bir de yarınlar için direnenler...

Şiirler doğacak kıvamda yine

duygular yeniden yağacak kıvamda.

ve yürek,

imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.

ey herşey bitti diyenler

korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.

ne kırlarda direnen çiçekler

ne kentlerde devleşen öfkeler

henüz elveda demediler.

bitmedi daha sürüyor o kavga

ve sürecek

yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

(Adnan YÜCEL)

Az Çok İnsan

Dünya döne döne değişti huyu

Gözümde yıkadım kirlenen suyu

Buza dönüşünce güneşi ay'ı

Asbabım kuşlara verdim sonunda

Denizi boşalttım kırık bardağa

Kırığından düştü yeşil kurbağa

Neler göreceksin hele dur daha

Kalbimi çitlere serdim sonunda

Börtüye böceğe sordum alemi

Ağacına kırgın kurşun kalemi

Taşlarında hissi varmış öyle mi

Sır saklayan sırra erdim sonunda

Kurtoğlu vazgeçme insan demekten

İnsanlar bıkmıyor insan yemekten

Nasip kesilince aştan ekmekten

Deriyi kemiğe gerdim sonunda

(Arap Kurt )

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.