Herkesten bir anı saklar…
sonu olmayan bu yollar.
Birinin kahkahası,
birinin hüznü düşmüş… kaldırımlara.
Birinin gözyaşı,
birinin tesellisi… taşlara sinmiş.
Birinin adımları,
birinin ağlama sesleri hâlâ duyulur rüzgârda.
Her köşe başında…
loş bir ışığın altında yarım kalmış bir söz.
Her durakta…
kalabalıklar yok oluncaya kadar beklenmiş ama gelmemiş biri.
Gecenin sessiz ve ıssız karanlığına gömülmüş bütün sırlar…
Sabahın soğuk sessizliğinde
bir, bir unutulmuş tebessümler.
Yolun her bir kıvrımında gizlenir bütün ayrılıklar.
Çatlak taşlarda,
aralarında kaybolan bilinmeyen sevdalar.
Kimi aceleyle geçmiş,
kıvrılmış yol sevdasında ardına bakmamış…
Kimi yavaşlayıp,
“Ben varım… sen benimlesin.” diye kalbine dokunmuş.
Köprülerin altında geçişlerde
ilk ışığı gören suskunluk akar.
Lambaların altında,
yağmur tanelerinin lif lif olmuş halinde… yorgun gölgeler.
Belki de yollar farklı da olsa,
herkesin hikâyesi… üç beş aynı.
Sadece yollar gibi…
insanların isimleri değişir, yüzleri değişir.
Ve biz yürürken… dört tekerlek üzerinde yeniden yazılır hayatlar.
Her adım,
her yol kıvrımı başka bir hatırayı uyandırır.
Çünkü bu kıvrımlı yollar,
sadece hedeflenen menzile değil…
kalbimizin en gizli köşelerine çıkar.
Son nefeste olsa bile…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.