Varlıklar içinde mahkum-u adem
Ben bende olmayan beni bilirim
Senin kıblen değil, değil ki kıblem
Kalbimi serdiğim yönü bilirim
...
Merhaba saygıdeğer okurum, her zaman olduğu gibi bu haftada sizlerleyim, 12 yıldır yazılı basında ve 17 yıldır da sosyal medyada bir şeyler yazmaya, duyurmaya, üretmeye vedahi zaman zaman da düşündürmeye çalışıyorum.
Bayramdı, seyrandı, kurbandı hayrandı derken hayata kaldığımız yerden devam ediyoruz, Rabbim kimsenin tadını tuzunu kaçırıp huzurunu bozmasın...Amin, ecmain.
"Bir varmış, bir yokmuş diye başlardı
Çocukluğumu kandıran masal
Devler,cüceler berberlik yapan pireler
Meğer yalan değil gerçekmiş
Hepsiyle yüz yüze geldim birer birer
Güle gönül verdi sinekler"
Oysa gül bülbüle yanıktır, bülbül güle
Fırsatçı sinekler vızıldar durur beyhude.
Bunu derken de çöplüklerde gıda, haz, heves ve nefsi çıkarları biten sineklerin güle güzelliğe ve kutsala meyledip o alanları pisletmek istediklerinin de farkındayız.
Memleket ve insanlığın yararına olmayan hiç bir oluşuma destek vermez kendimizi kullandırtmayız, bu arada niyeti anlamak için dinlenmenin şart olduğunu belirtmek isterim.
Dikkat ederseniz insan demedim, insanoğlu hiç demem, insanlık diyorum. Burası çok önemli! binlerin, yüz binlerin milyonların, kimsesizin,garibanın fakirin fukaranın fayda görüp, yararlanacağı işlerden bahsediyorum, çünkü Allahın rızası adam gözetmeden insanlığa yapılan hizmettedir.
Allah rızası
Yetim duası
Dışında kalan her şey nefis hesaplaşmasıdır.
Bilirim ki, bir tek kişiye veya zümreye hizmet edilmez, biz o tiplere yağcı, yalaka omurgasız ve kendini kullandıran enayi diyoruz.
Efendim, ülke aynı ülke toplum aynı toplum, hızlı bir şekilde çürüyoruz, erezyon hızla devam ediyor, toprak ayağımızın altından kayarken donkişot misali bu kötü gidişata gücümüz oranında dur demeye çalışıyoruz.
İyi şeyler olmuyor mu? Oluyor tabi ki, Bay Kemal'in baskılı muhalefeti sonuncu KYK borçlarının faizi kaldırılarak sadece anaparanın ödeneceğini öğreniyoruz, ben Arap Kurt olarak memleketin ve milletin yararına olan bu tür hareketlere, muhalefete destek veriyorum, sonra diyorum ki, bu ve bunun gibi bir çok rahatsızlığı neden mensubu olduğum benim partim gündeme getirip, muhalefet yapmıyor! Bu kez de üzülüyorum.
Efendim bir de milli eğitimde, çömez öğretmen, uzman öğretmen, baş öğretmen gibi öğretmenleri sınıflandırmaya dayalı itibarsızlaştırma yapılıyor, sonra bunlar video izleme yönetimiyle denetlenecek, sınava tabi tutulacakmış, ilk gün ağ çökmüş mü, çökmüş. Böylece o işinde içine edilmiş.
Liselere geçiş ve üniversite sınavlarında ise hâl vaziyet ortada, ülke genelinde olduğu gibi ilçemizde de öğrencilerin durumu iç açıcı değil maalesef
Bundan sonra da at yatıştırır gibi sınava yönelik dopinglerle eğitim öğretim yapılacak demektir.
Veli memnuniyeti şart, çünkü veli oya dönüştürülecek!
Bu konuda benim de bir önerim olacak acizane, meslekte 30 yılını doldurmuş baş öğretmenlere sınavla profesör doktor olma imkanı sağlansın. mantıklı gerekçe; öğretmenin öğrencisi prof oluyorsa, öğretmeni neden öğretmen olarak kalsın?
Bu kadar yeterli sanırım, geriye kalanını böyüklere bırakıyorum, biz bilmeyiz böyükler bilir deyip, sabır ve anlayışınız için şimdiden teşekkür ediyor, son yazdığım şiirle huzurdan ayrılıyorum.
- Direksiz dergâh -
Öyle böyle değil bu kara sevda
İnsanı insanda yakıyor imiş
Kullara sırrını verir mi mevlâ
Bir âmâ aynaya bakıyor imiş
Bülbülün çığlığı karınca teri
Aşkın şerbetiyle bir serhoş arı
Özlemle tükenen gözlerin feri
İçini dökerek akıyor imiş
Katrandan da kara gece karası
Gece derinleşir gönül yarası
Âlem hangi âlem bura neresi
Hayali gül gibi kokuyor imiş
Seveni sevmez mi yaratan Allah
Nerde bunda ayıp neresi günah
Kurtoğlu burası direksiz dergâh
Bütün tabuları yıkıyor imiş
Arap Kurt
Herkes işine baksın! ...Vesselâm