Eylül'e
Hep neden eylül demişimdir, neden eylül denince ayrılıklar akla gelir?
Şairlerin hisleri ve duyguları bu aya göre mi şekillenir?
Yoksa eylül üşümenin başladığı ay mıdır?
Önce yürek, sonra bırakılan eller üşür, ahhhh tırnak sızlaması acıların en büyüğüdür.
Ben üşüdüğüm için sevmem eylülü, çocukluğumun en sıkıntılı anları olduğu içindir eylülü sevmeyişim belki!
-Oysa güz gülleri tüm heyecanıyla renk katar eylüle, bu bir çelişki midir?-
İşte böyle araya sıkışır eylülde güzellikler, -çoğalır özgür bırakılan sular can gelir derelere, nilüferler yeşerir birer ikişer eylülde-
Sınırlar zorlanır, sınırlar aşılır, gün erken batar ufuklar kararır.
Göç eden turna, çığlığıyla yırtar yeri göğü
Ve bir yaprak düşer aniden, dal çaresiz kala kalır, dalda kalır tutamamanın yangısı
Ve üşüme endişesi bir yıl boyunca dertleşip konuştuğu, yoldaş olduğu yaptıklarından yoksun kalması
Bağ-bozumu, elmanın kızarması, ayvanın sararması da mı tesadüftür?
Yazdan sonra hüzün ve kışa yakın yıkımların eylüle denk gelmesi
Nasıl unuturum ihtiyaç kalmayan atların dağa sürülmesini, kurda, kuşa yem edilmesini
Yok yok bunların hiç biri gerçek sebep değil gelenden çok gidenin olması hüzünlendirir eylül de insanı.
Yaz aşkları da eylül de biter buruk kalır çocukların yürekleri!
-En kötüsü ne biliyor musunuz?
Dillerde bir ayrılık türküsü
Ve sevgilinin durup durup gitmek için eylülü seçmesi...
---EYLÜLDÜ
Eylüldü
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylüldü.
Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Eylüldü.
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
Gözlerini sildi zaman..
Dedim ya… Eylüldü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin
( Cemal Süreya )