Mahmut Tuncer'in bakkal amca türküsünde olduğu gibi, (tebessüm ederek dinlediğimiz bu türkünün gündem olacağı hiç aklıma gelmezdi) un, şeker, yağ olmayınca helva olmuyor, helva sever halkımız çok korkmuş olmalı ki, ülke genelinde başta cıvık yağ olmak üzere malzeme temini için kıran kırana bir mücadele başladı, en yakında yaşadığım belde olmak üzere bu olaya bizzat şahit oldum ( bir kişi 4 adet 5 kğ'lık sıvıyağı götürüyordu) sosyal medya ve yazılı basında çıkan haberlerde ise durumun vahametinin başka boyutlarını okumuş ve görmüş oldum.

Bu olayın küresel ve üretim konusuna girmeyeceğim,mevzu çok uzun çünkü.

Rusya ve Ukrayna'dan buğdayı, ayçiçeğini temin ediyor olmamız, hammadde tedarikindeki gecikme, kıtlık,açlık ve ölüm korkusunu tetiklemiş olmalı ki, alış veriş değil de, evde stok, kiler doldurma ve göz açlığını doyurma şeklinde zuhur etmiştir.

Marketlere bir şey diyecek miyim? Hayır Neden mi? Kuruluş amacını, kimlerin tekel oluşturmasına izin verdiğini, ucuz ve kalitesiz malları fahiş fiyata sattıklarını, buralarda bir çok kalem malın satışına izin verilip yerli esnafın nasıl bitirildiğini bildiğim içindir. Alış veriş yapmamaya ve kasada kuyruğa girmemeye özen göstermişimdir hep.

Ezcümle, küçük hesap yapmadığım için büyük bedel ödemiyorum, hiçte ağırıma gitmiyor yaptıkları...

Aziz dostlar, kapitalist sistemin geri dönüşü, erdem, vicdan, merhamet ve insanlık değildir.

Kazan - kazan, kandır kandırabildiğin kadardır.

Bu yazıyı yazdığım sırada Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ile Rus lider Putin arasında yapılan telefon görüşmesinde konu gündeme gelmiş 30 a yakın geminin geçişine izin verileceği söylenmiştir. Bahse konu gemiler ayçiçeği ve buğday yüklüdür.

Evet cıvık yağ sorunu şimdilik sona ermiş gibi görünüyor, peki unu ne yapacağız, şekeri nereden, nasıl ve kilosunu kaç Türk lirasından alacağız? Anlaşılan biz bu helvayı yiyemeyeceğiz...

Daha bitmedi başka bir meselemizde akaryakıt zammına yetişme, depoları fullemektir.Şunu bilmiyoruz maalesef, her şeyin bir sonu olduğu gibi, her şeyinde biteceğidir, günü kurtarmak, üç beş kuruş için bu denli yorulmaya ve koşuşturmaya gerek yoktur. Adam bir depodan 100 tl kâr edeceğim diye 25 - 30 km yol geliyor, üstüne üstlük sıraya giriyor, ya 10 Türk lirası, bilemediniz 20 Türk lirası bir meblağ için olmadık işkence ediyor özüne, Üretimin ve istihdamın olmadığı ülkelerde bu ve bunun gibi sorunlara sıkıntılara rastlanacaktır.istikrarın olmadığı yerde istikamette olmaz erenler.

Ekonominin durumu, yıl sonuna ertelenen enflasyon düşüşü, işsizlik vb, Türk tarımının ve hayvancılığının durumu hepimizin malumudur.

Endüstri bitkilerinde üretimin azaltılması,tarım arazilerinin imara açılması, tarıma dayalı sanayinin terk edilmesi, bu günün geleceğini 10 yıl öncesinden haber vermişti oysa, kuyruğuyla oynanan kedi misali zevk-i sefaya dalmak suretiyle bütün uyarılara kulaklar tıkanmıştır.

Ahh yurdum insani ahh, krediyle, faizle ev alır vergisini site aidatını ödeyemez, milyona araba alır depoya her defasında 50 liralık gaz- benzin ancak atar, sonra da bisiklete fakir fukara aracı olarak bakar!

Üstad Dücane Cündioğlu'nun dediği gibi "Günümüzde uygarlaşmanın ölçütü, uzaya çıkmak değil, bisiklete binmektir." Hasıl-ı kelâm

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.