Bugün sizlere bir ağıdın türküye dönüşmesinin hikâyesini anlatacağım.
“Hey Onbeşli”, “Bre Deryalar”, “Genç Osman” örneklerinde olduğu gibi…
Bazı türküler vardır; dinlerken sadece bir ezgi duymazsınız, bir hayatın yükü çöker omuzlarınıza. “Al Fadimem” de işte öyle bir türkü…
Bu aşk serüveni bundan altmış yıl önce yaşanmıştır. Hikâye, Emirdağ’da geçen gerçek bir aşk öyküsüdür.
Afyonkarahisar’ın İscehisar ilçesine bağlı Cevizli Köyü ile Bayat ilçesine bağlı Sağırlı Köyü arasında yaşanan hüzünlü bir sevda hikâyesidir bu. Emirdağ’dan yükselip yıllardır dilden dile dolaşan bu ağıt; aslında yarım kalmış bir sevdanın, töreyle sınanmış bir aşkın ve suskun bırakılmış iki gencin hikâyesidir.
Yaşadıkları aşk türküye dönüşen, tüm sevdalarını türkü sözleriyle anlatan Fadime ile Efe Kadir’in yanan gönüllerinden dökülen sevgi sözcükleridir bu.
Al Fadime, Afyon ili Emirdağ ilçesine bağlı Sağırlı Köyü’nden; Efe Kadir (Kadir Kilci) ise Cevizli (Konara) Köyü’ndendir. İkisi de Morcalı Aşireti’ndendir.
Sarışın, pembe yanaklı, sırma saçlı, uzun boylu, ceylan bakışlı Fadime; bu güzelliğiyle “Al Fadime” unvanını kazanmıştır. Efe Kadir ile Al Fadime birbirlerini severler.
İkisi de aynı kültürün, aynı toprağın, aynı sert ama mert iklimin çocuklarıdır. Sevdaları hoyrat değil; usulüne uygun, töresine göredir.
Efe Kadir, sevdiği kızı ailesinden dönemin törelerine uygun bir şekilde istetir. Ancak köyün “en güzel kızı” olan, al yanaklı, selvi boylu Fadime ona çok görülür ve verilmez. İşte hikâye burada başlar.
Görüşmelere göre Efe Kadir’in yetim ve yoksul olması, düğün yapacak maddi gücünün bulunmaması gerekçe gösterilir. Bunun üzerine Efe Kadir, Fadime’yi kaçırmaya karar verir. Birbirini seven iki genç kaçar; Fadime de bu kaçışı gönüllü olarak kabul eder.
İki gencin kaçışı bir başkaldırı değil, “helal” bir kavuşma umududur. Ancak aşka kulak verecek kimse yoktur. Fadime’nin dayıları, sözde namusu kurtarmak adına gençlerin peşine düşer.
Fadime’nin dayıları, o dönemde Morcalı kolunda nam salmış, gözü kara ve babayiğit kişilerdir. Olan biteni hazmedemezler. İyi niyetle yola çıkan genç âşıkların aşk kervanını yakalamak için peşlerine düşerler. Aşka, sevgiye, gönül sesine kulak veren olmaz. Sözde namuslarını kurtaracaklarını düşünürler. Oysa Fadime, Efe Kadir’in helali olacaktır.
Ailenin şikâyeti üzerine çok geçmeden sıkı takip sonucu genç âşıklar Emirdağ merkezinde yakalanır. Kaçtıkları sırada Fadime’nin yaşı büyük olmasına rağmen, nüfusa zamanında yazılmadığı için resmiyette küçük görünmektedir.
Sorgu hâkimi, Fadime’nin yaşının küçüklüğünü gerekçe göstererek onu ailesine teslim eder; Efe Kadir ise cezaevine gönderilir. Tek bir karar, iki hayatı bambaşka yollara savurur.
Sevdiği adam hapisteyken, ailesinin baskısıyla Al Fadime kendi köyünden Musa Bostan, namıdiğer Kara Musa ile evlendirilir.
Fadime’nin Kara Musa ile olan evliliğinden Güleser ve Şehriban adlı ikizleri ile Mustafa, Leman, Rasime ve Ali Osman isimli toplam altı çocuğu olur.
Fadime’si elinden alınan Efe Kadir, mahpus damlarında kaderine küser. Geride elinde kalan tek şey sesidir. Cezaevinde yattığı süre boyunca, elinden alınan Fadime’si için türküler yakar. Bu ayrılık, Efe Kadir’in yaktığı türkülerle dile gelir. “Al Fadime’m” de bu türkülerden biridir.
Efe Kadir, dokuz aylık mahkûmiyetin ardından tahliye olur ve köyüne döner. Döndüğünde Fadime’nin Kara Musa ile evli olduğunu görür. Fadime’sine kavuşamaz ama türkülerle ona seslenir. Dokuz ay boyunca yanan gönlünü dizelere döker. O türküler tarlalara yayılır; haşhaş çizenlerin, buğday biçenlerin, tırpan bileyenlerin diline düşer. Bir sevda, bireysel bir acı olmaktan çıkar; ortak bir hafızaya dönüşür.
Yıllardır söylenir durur bu türkü, yıllardır da hikâyesi anlatılır. Artık sadece Emirdağlıların değil, türkü seven herkesin dilindedir. Türkünün sözlerinden de anlaşılacağı üzere Efe Kadir, türkülerini Fadime’si elinden alındıktan sonra yakmıştır. Türkülerinde Fadime’sine duyduğu sevda ve ayrılığın acısı ilmek ilmek işlenmiştir.
Efe Kadir’in akıbetini bilmiyoruz. Belki başka bir köyde sessizce yaşlandı, belki de bu sevdayı ömrü boyunca sırtında taşıdı. Ama bildiğimiz bir şey var: O kaybolmadı, türkü oldu. Onlardan geriye sadece bu türkü ve yaşanan hazin aşk hikâyesi kaldı.
“Al Fadime’m” çaldığında hâlâ içimiz burkuluyorsa, sebebi sadece güzel bir ezgi değildir. O türkü; bir dönemin töresini, aşk anlayışını, erkekliğini ve namus kavrayışını sorgulayan canlı bir tanıktır. Ve bize şunu hatırlatır: Bazı sevdalar kavuşamayınca bitmez; aksine, türkü olup ölümsüzleşir.
AL FADİMEM
(EVLERİNİN ÖNÜ YOLDUR)
Evlerinin önü yoldur
Yoldan geçen karakoldur
Gurban olam sarı gelin
Gel testini bizden doldur
Al Fadimem bal Fadimem
Yanakları gül Fadimem
Uyan uyan sabah oldu
Namazını gıl Fadimem
Şu dağların burcu musun
Kız boynumun borcu musun
Gurban olam sarı gelin
Sen kötünün harcı mısın
Al Fadimem bal Fadimem
Yanakları gül Fadimem
Uyan uyan sabah oldu
Namazını gıl Fadimem
Evlerinin önü satır
Atlı geçer güpür güpür
Gurban olam sarı gelin
Gel de bizim evi süpür
Al Fadimem bal Fadimem
Yanakları gül Fadimem
Uyan uyan sabah oldu
Namazını gıl Fadimem
Koyun yola dizilirdi
Bağlı ipler çözülürdü
Ahranımış gavur oğlan
Buz olsaydı çözülürdü
Al Fadimem bal Fadimem
Yanakları gül Fadimem
Uyan uyan sabah oldu
Namazını gıl Fadimem
Al Fadimem suya gider
Su yolunda çalım eder
Çalım etme al Fadimem
Ben cahilim aklım gider
Al Fadimem bal Fadimem
Yanakları gül Fadimem
Uyan uyan sabah oldu
Namazını gıl Fadimem
KAYNAK: 1)https://www.turkulistem.com/turku-sozleri/al-fadimem-t-2
2)https://www.emirdag.com.tr/index.php/kueltueruemuez/66-tlerimiz/1390-al-fadimem-evlerinin
3)https://yandex.com.tr/yaozet/literature/al-fadimem-turkusunun-gercek-hikayesi-id14-80bKHy4v
4)https://www.repertukul.com/EVLERININ-ONU-YOLDUR-Al-Fadime-m-3505





