Her büyük hikâye küçük bir soruyla başlar: “Yapabilir miyiz?”
İnsanlar hayal ettikçe vardır. Her hayali de hayata geçirmek oldukça zordur. Ama en az birini hayatımızda uygulayabiliyorsak ne mutlu bize.
İnsanların hayalleri yeri gelir kendisine, yeri gelir devletine faydası olur.
Ülke olarak insanımız fazlasıyla hayal kurmuş ve hayallerin birçoğu da hayata geçirilmiştir. İşte bu hayallerden bir tanesini de devletimiz kurmuştur. Hem de öyle bir hayal ki; yapılamaz, başarılamaz dendi. Çünkü ilk hayalin başlamasıyla bitmesi bir olduğundan zannettiler ki bu da öyle olacaktı.
Türkiye’nin yerli otomobil hayali de yıllar boyunca bu sorunun gölgesinde büyüdü. “Yapılır mı, yapılamaz mı?” sorularının arkasından sonra bir gün, 2018’de kurulan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG), bu soruyu tarihe gömen bir cevap verdi: “Evet, yapıyoruz.”
Kimse duyduğuna inanamadı ya da inanmak istemedi. Ama yılmaz Türk evladı, yüzünün akıyla bu projeden çıkmak için var gücüyle çalıştı, çalıştı ve çalıştı. Sonunda başardı.
TOGG’un hikâyesi, milletin azmi ve cesareti ile yazıldı. 2019’da tanıtılan ilk iki konsept — C-SUV ve C-Sedan — sadece araç taslakları değildi; gerçeğin ta kendisiydi. Bu tanıtım, Türkiye için yeni bir otomotiv çağının kapısını aralıyordu. Tasarımda Türkiye motif hikâyesinin dokunuşları, Türk mühendislerin emeği; vizyonda ise güçlü bir ortaklık ve ortak akıl vardı. Daha ne olabilirdi ki? Hepsi tamamen Türkiye.
“Yapabiliriz”le başlayan hayallerde kalmadı. Ardından Gemlik’te yükselen devasa bir fabrika… Yalnızca beton, demir ve makineden ibaret bir yapı değil; Türk insanının canını ortaya koyduğu, Türkiye’nin geleceğe attığı en somut imzalardan biri. Fabrikanın devasa bandından 29 Ekim 2022’de inen ilk araç, aslında hepimizin hafızasında ve gönlünde bir yerlerde yarım kalan bir hikâyenin tamamlanışıydı. “Devrim Otomobili”nin sessizce kapanan kapağı, bu sefer kendini modern ve elektrikli bir araç olarak tarih sayfasında yeniden açıyordu. Hem de Türkiye’nin otomobili “TOGG” olarak.
İlerleyen bant TOGG’lar üretmeye başladı. Ürettikçe bizlerin göğsü kabardı; artık dünya yollarında TOGG geziyordu. Her gören bir daha bakmadan edemiyor, inanamıyorlardı. “Türkiye’nin arabası” diyerek şaşırıyorlar ve ağızları açık kalıyordu.
Evet, Türkiye başarmıştı. Artık kendine ait bir arabası ve markası vardı. “TOGG” serüveni hızlıca ilerliyor; ilerledikçe de şaşkınlıklar devam etmekteydi. Şaşırmakla da kalmayanlar, kıskanmaya başladılar. “Yapamazlar.” diyerek umutlarımızı kırmaya çalıştılarsa da maalesef hevesleri kursaklarında kaldı.
TOGG T10X’in 2023’te yollarla buluşması ise bu uzun yolculuğun son noktası oldu. Sadece bir elektrikli SUV olarak değil, bir ekosistemin ilk adımı olarak çıktı karşımıza. Üretimde görülen, kullanımda fark edilen her türlü eksik hızla giderilerek rakiplerine kafa tutar oldu. Kıskananların bahaneleri ortadan kaldırıldıkça hırslarından kendilerini yemeye başladılar. Bu kadar kısa zamanda bu kadar hızlı yol alacağımızı düşünmemişlerdi. Öne sürdükleri tüm bahaneler hızlıca tamamlandı. Ülke genelinde şarj ağları genişledi, batarya projeleri başladı, dijital hizmetler sunuldu.
2024 ve 2025’teki hızlanma, TOGG’u ulusal bir başarı olmaktan çıkarıp uluslararası bir başarıya dönüştürdü. Avrupa’ya açılma planları markayı dünya rekabetine hazırlarken, Türkiye’nin mühendislik gücünün de dünya vitrinine taşınmasını sağladı. Böylelikle kıskanmalar ardından kabullenmeler başladı ve artık “TOGG”, Türkiye markası olarak kabul gördü.
Bu başarıların ötesinde TOGG’un asıl başarısı, bir millette duyguyu yeniden uyandırmış olmasıdır: özgüven.
Bu projeyi özel kılan, “Biz yaparız.” cümlesini yeniden ve daha gür bir sesle söylemesinin sembolüdür. Bugün yollarda gördüğümüz her TOGG, o yolların üzerinde yıllardır ilerleyen bir hayalin tekerlek izidir. Bu izler sonsuza kadar atılmış bir Türk imzası oldu.
Bir çocuk, bir TOGG’un kapısından içeri baktığında belki teknolojisini anlamayacak; ama ona anlatılan hikâyeden şunu öğrenecek:
“Yaparsak böyle yaparız.”
“Ülkemiz bunu yaptı.”
Bu cümleleri söyleyecek ve devamını getirecekler. Bu yollarda daha nice TOGG’lar iz bırakacak.
İşte bu cümleler, TOGG’un en güçlü kanıtı olacak.
Ve ne mutlu ki artık bu cümle sadece bir hayal değil; somut bir gerçek, asfaltın üzerinde ilerleyen bir gurur.
“Ne mutlu Türk’üm diyene.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.