Arabesk müzik, acıların, çekilen çilelerin, yoklukların, yıkılmışlıkların… Müzik yoluyla haykırışı.
Arap müzik tarzında olup karamsarlığı konu edinen müzik.
Günlük hayatımızda ‘’Arabeks’’ olarak yanlış kullanılsa da doğrusu “Arabesk’’ dir.
Müziğinde duygularımızı, acılarımızı, çekilen çilelerimizi, yokluklarımızı yıkılmışlıklarımızı… dile getirirken aslında hayata sarılma yolunu göstermektedir.
Gerçekten Arabesk nedir?
Halkımız neden çok sevdi(?) bu müzik türünü(?)
İsterseniz Arabesk müziğin tarihçesine bir bakalım.
1950' li yılların sonlarında Nuri Sesigüzel ile başlayarak Orhan Gencebay ile var olan arabesk müzik daha sonraki yıllarda Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, İbrahim Tatlıses, Hüseyin Altın, Hakkı Bulut, Gökhan Güney… İle bir müzik tarz olarak kabul görmüştür ve devam etmektedir, edecektir.
Bu dünyada gariban olarak adlandırılan kesim var oldukça.
Orhan Gencebay (Orhan Baba) arabesk müziğinin doğuşunda ve gelişiminde en büyük otoritedir 
Halkımız çok çabuk benimsemiştir.
Yapılan müzik türü Arap müziği tonunda olması tartışmaları da beraber getirdi.
O günkü Türkiye’de Türk halk müziği ve Türk sanat müziği dinlenirken Avrupa’nın etkisiyle Batı müziği etkisi altına girdi. Pop, Jazz, Rock… Fırtınası esti.
Anadolu halkına ilk zamanlar bu tür müzikler uzak dururken büyükşehirlerde dinlenir oldu batı tarzı müzikler. 
Batının müzik tarzını bizim halkımıza uyarlamaya çalışsılarda Barış Manço, Erkin Koray, Moğollar, Erol Evgin... bir kesimlerce kabul görmelerine rağmen bir kesimde de kabul görmedi.
Batının müziği Anadolu halkına uzaktı anlamıyorlardı, onları ifade edemiyordu açıkçası onları anlatmıyordu.
Gariban olarak adlandırılan kesim kendilerini batı müziğinin yaşamı içinde bulamıyorlardı.
İşte bu garibanların hayatını anlatan söylemek istediklerini dile getiren, onların müziği olan Orhan Gencebay çıktı.
Yıl 1950’lerin sonu.
Garibanların ezilmişliklerini, aşklarını, isyanlarını farklı müzik türü ile anlatmaya başladı, Arabesk.
Arabesk aslında bir kesimin protesto müziği olmuştu bir kesimlere, kendilerince isyanlarıydı.
Arabesk kısa zamanda özellikle Anadolu’da ve büyük şehirlerin garibanları arasında sevildi ve çığ gibi büyüdü
Arabesk müzik hayatın haksızlıklarına, kaderci bir tutuma çözüm getirecek sözlerle oluşturulan şarkılar halkımızın duygularının rehberi olmuştur. 
Arabesk müzik Türkiye' de doğmuş ve Türkiye’de birçok kişinin aynası olmuştur. 
Garibanların duygularından ilham alan Arabesk müzik artık müzik tarzı olarak istenilmese de kabullenilmiştir.
Arabeskte, kimi aşkını, kimi çilesini, kimi babasını ya da annesini, kimi yaratanını, kimi, iç sesini… Buldu
Amerika'da Rock müziği batılının protesto müzik iken Arabesk müzik de Türkiye'de gelişen çok sesli protesto müziği olmuştur.
Bu müziğin bu yükselişi ile birçok sanatçı Arabesk kasetler çıkarmış ya da kasetlerine Arabesk parçalar eklemişlerdir.
Arabesk müzik çok sevilmesine ve dinlenmesine rağmen halen tam bir müzik türü olarak kabullenilmemiş ve televizyonlarda ve radyolarda çalınması yasaktı. 1900’lerin sonlarına doğru kişilerce artan Arabesk sevgisi televizyon, radyo yasaklarının kalkarak burada seyredilmesi ve dinlenilmesi ile sevgisine sevgi kattı.
Artık kendi arasında çeşitleri çıktı, Soft Arabesk ( taverna ve pop karışımı) Hüseyin Altın, Cengiz Kurtoğlu, Selami Şahin, Hakkı Bulut …
Şarkılardaki konular toplumsal mesajlardan ve bireyin başkaldırışlarından farklı konular ele almaya başlamıştır, eğlenceli bir tarz almıştır.
Değişimle Arabesk günümüzdeki halini almıştır.
Böylelikle Türkiye’de bir yeni müzik tarzı olarak kabullenilmiş ve yasallaşmıştır.
Arabesk bu değişimle varoş, dolmuş, acılı, isyankâr, bunalım, damar müzik olarak adlandırılan
şarkılar ve eğlenceli tarz bir arada kardeşice yaşamaktadır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.