Ah! Gençlik... 

Diyerek, bir türlü dönemediğimiz yıllarımız.
İnsan yanlış bir zamanda sahip olur ona, yaşamının geri yanında da onu arar durur.
Arasa ne fayda giden gitti. 
Geriye dönmek olsa demekte boş. 
Çizgi filim karesi gibi geri almak isterim ama nafile. 
Ah gençlik! 
Hiçbir şeyi umursadığın yok senin. 
Her şey sanki sen misin, seninmiş gibi.
Hayat güzel, uyanmak olur mu bu rüyadan. 
Yaşam, rüyalarda güzel.
Bu dünya nimetlerinden faydalanman sonu yokmuş gibi. 
Sanki bitmeyecekmiş bu nimetler.
Kedere, acılara, aldırdığın yok, onlar sana bir mutluluk verir, sansarsın bitmeyecek bu mutluluk.
Ben yaşıyorum ya!
Ah! Gençlik... 
 Şimdilik saniyeler, dakikalar, saatler ve günlerin yıldırım hızıyla ardı ardından kovaladığını farkında değilsin ve bunun farkında      olmayacaksın da.
Ta ki kaybedene, bulamayana ve ulaşamayana kadar.
Ah gençlik! 
Yaşarken kıymeti bilmediğimiz sıradan anların ucuzluğu. 
Her şey,  bir milyoncu gibi.
Mutluluğu hep gelip omza konacak şa¬tafatlı, ağır bir Anka kuşu gibi hayal etmekle geçecek.
Ah! Gençlik...  
Yıllarca bekledi¬ği şeyin, içinden geçtiği hafif anlarda kanatlanmış, minik, basit se¬vinçlerden ibaret olduğunu insanın bu kadar geç anlaması, ah. 
Ah, gençlik! 
Yapamayacağın şey yoktur senin.
Varsa da yapacağın yok bu gençlikte.
Sanki tüm zenginlikleri seninmiş gibi, hüzün bile neşelendirir seni, keder bile yakışır senin yüzüne, kendine güvenirsin, cüretkârsın, bonkörsün olmayan paranla.
Ama boş ve boşsun.
Tek başıma yaşıyorum, bakın! 
Dersin ama günlerin geçer, iz bırakmadan, hesapsızca kaybolup gider, içindeki her şey yok olur, güneşte kalmış balmumu gibi, kar gibi. 
Ah! Gençlik... 
Belki de güzelliğinin tüm sırrı her şeyi yapmanın olanaklı olmasında değil, senin her şeyi yapabileceğini düşünmendedir, özellikle de başka hiçbir şey için kullanamadığın gücün rüzgârına kendini atmandadır.
Ah! Gençlik... 
Ciddi olarak her birimizin kendini savruk kabul etmesindedir, ciddi olarak 'O, eğer zamanımı boşa harcamasaydım, neler yapardım,' deme hakkını kendisinde görmesindendir.
Ah, gençlik!
Her biri, bir gizli sevda cehennemi.
Karşılıksız aşkların törpülediği gençlik.
Ah, gençlik! 
Hiçbir şeyi umursamazsın sen. 
Ah gençlik, ah çocukluk... 
Yaşarken kıymeti bilinmeyen sı¬radan anların uçuculuğu. 
Mutluluğu hep gelip omza konacak şa¬tafatlı, ağır bir masal kuşu gibi hayal etme hatası. 
Yıllarca bekledi¬ği şeyin, içinden geçtiği hafif anlarda kanatlanmış, minik, basit se¬vinçlerden ibaret olduğunu insanın bu kadar geç anlaması, ah.
Ah! O gençlik çağı, Tanrı'ya hem karşı geldiğim, hem de yakardığım günler!
Ah gençlik! Hiçbir şey umursadığın yok senin.
Ah geçmiş günler, gençlik günlerim, nereye gittiniz? 
Zihnimin pırıl, pırıl, gönlümün neşeyle dolu olduğu; hep güzel, incelikli şeyler düşünüp düşlediğim; yaşanan zamanın ve geleceğin umutla aydınlandığı günler, ne oldu size? 
Neden, neden daha yaşam yolunun başlangıcında can sıkıcı, renksiz, silik, tembel, duymaz, yararsız, mutsuz kişiler olup çıkıyoruz bizler. 
İki yüzyıllık tarihi var şu kentin. 
İçinde yüz bin kişi yaşıyor.
Ama ne geçmişte ne de şimdi, bir tek kişi yok ötekilere benzemeyen. 
Kendini yüce bir amaca adamış tek bir kişi yok. İnsanda kıskançlık duygusu ya da öykünmek için tutku uyandıracak ufacık yetenekli bir tek bilim adamı yok.
Sadece arabalara kurulup gezer, yer içer, uyur, sonra da ölürler... 
Sonra başkaları doğar, onlar da yer içer, uyur ve can sıkıntısından büsbütün aptallaşmamak için yaşamlarını iğrenç dedikodular, votka, kumar ve birbirlerini mahkemeye vermekle renklendirirler... 
Karılar kocalarını aldatır; kocalar yalan söyler, olup biteni görmezden, duymazdan gelirler... 
Ve bütün bu bayağılıkların etkisi çocukları karşı konulmaz biçimde ezer, onlardaki Tanrısal kıvılcımı söndürür ve onlar da tıpkı anaları babaları gibi, birbirinin benzeri, aynı zavallı cesetler olup çıkarlar.
Ah gençlik, bir nefesine bile minnettar olmak lazım gelen bu kıymetli seneleri biz lakayt ve kişisel kederlerle acı çekerek avuç, avuç sarf ve helak ederiz değil mi?
Ah gençlik! 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.