Adeta kendi görüş, kabul ve tüm iddialarıyla hakikat içeriklerinin sahidenliklerini bile hiç görmeden ; hatta kendi ideolojileriyle aynısı olup olmamasına dair bir yorumu bile hiç

dikkate almadan. Daha da öte isabet veya bir değerlendirme tanımıyla destekleyebilip ya da desteklemeyeceğini hiç mi hiç düşünmeden. Daha da öte sonun da oluşacak kaçınılmaz fikir tanımına veya başka bir içerik taşıyıcı emarenin oluşa bilmesi gerçek ve etkin ve etkileyici tesir ya da temenniye sürükleyicilik sonucuyla ; karşı karşıya kalına bilineceğinin kavranılmasına adeta duyarsız kalınırcasına !!! Bireylerin,toplumların, şehirlerin, ülkelerin, devletlerin, yönetimlerin benzemek isteyişleriyle, benzemek istedikleriyle kendilerini tıpkısının aynısı gibi tanımlata bilmeyi hedefleyerek. İşte bu şekillerde hedefledikleri benzeyişleriyle benzemek istedikleri uğruna kendilerini taklitçilikte tanımlamış olurlar ki. Kendi şuurlarının bu işlevsellik programlayışlarına dair gerçek = Mana mücadelesinde

çıkarı savunmada devamlı bencilliğe kayan aklın yani zihin ve şuur muhafız alayının; maalesef zihnin, şuurun fikir kapısı, değerlilik getirisi, anlam ve hak güneşi ZEKAYI ŞAHİT getirtmemek için uzaklaştırma mücadele sinde etkili olmasıdır demenin en bariz bu örneğine TAKLİTÇİLİK denir.

▪︎▪︎▪︎ İnkârı yoktur ki !! Elbette iyi ve beğenilen vasıflandırılmalarla donanımlı görüş, kavrayış ve

getirileri adına !! Başarı önceliği, başarı öncüsü, başarı önderi başkalarının yaşayışlarını - hayat çizgilerini, önemli kesinlik göstergelerinin model olarak görülerek beğenilip de. İspat, örnek, yol gösterir olucu önemli ölçüler de görülerek. Şahanelikleriyle mutlak manaya, kesin tesirlilik bazında kesinlikleriyle özleşici bu kabul görülenlere heveslenilecek kadar olabilinmelere ulaşabilmeyi hevesle istemek, arzulamak !!! Elbette bireyler, toplumlar, şehirler, ülkeler, devletler ve yöne timler için deta bir çabayla. Kendilerine bir merhamet eşleşmesiyle olurcasına. İşte böylesine memnuniyet duyacakları kadar bir benzerliğe ulaşmalarını istemelerine !! TAKLİTÇİLİK değil de. Beğenilişli taktirlik uğruna kelebekler gibi uçuşarak mutlu olmayı benzerlik duyarlılığıyla beslemek denir ki. Kendimizi daha da geçerliliklere ulaştırmaya çalışıcı olarak ; adeta zorunlu bir mecburiyeti manalandırıcı en iyi bir ifadelendirmeyle. Heveslenişin nişanesi olarak yerine getire bilmekle !! Heveslenilenlerle tıpkı eşdeğerlilik vaziyetlerine bürüne bilme çabalarını kendilerinden esirgemeyiciliktir. İŞTE, İŞTE, İŞTE karşılarındakilerin ihtiva ettikleri anlam üstünlüklerine haiz olucu konum, durum ve bütünüyle sahip oldukları her bir şeyleri için. Heves ya da yüksek heveslenişler içerisine gire bilmiş olmak başkadır ; adeta hafızayı taklitçi emrivakiyle başkalarını taklitçiliğe olmak başkadır, başkalarını, insanlığı taklitçiliğe zorlamak başkadır.

▪︎▪︎▪︎Çünkü insan zihninde barınmak istemeyen harbiden geçersizliklerin en öncelikli ilklerinden olan taklitçiliğin izdüşümleri gerçekten de geçmişin, şimdikinin, geleceğin : Bireyleri, toplumları, şehirleri, ülkeleri, devletleri için yaşamsal gerçek ve geçerliliklerine perspektif bakış açılarının önlerini keserek ; özellikle de şahsiyet, aidiyet, mevcudiyet ve memnuniyet kavramlarını kısarak !! Öncelikle kendileri olmalarını, sonlandırıcı bariz bir ilgiyle kendilerine saygı duymalarındaki mana anlamlandırılmalarını bir işe yaramayıcılıklara kadar düşürücü seviyelere çekerek. Adeta kendi içlerinden tazyikleşici bir merhametsizlik gibisine bir değersizleşmeye sebebiyet verir ki. İşte böylesine kendi kendilerine yüklemiş, bulaştırmış, aşılamış olmaktan geri duramamış bu bireyler, toplumlar, şehirler, ülkeler, devletler, maalesef !!! Kendilerini varlıklarına, var oluşlarına eşdeğer anlamda tutamadıklarından dolayı. Bir daha kendilerini öyle kolay kolay bulup ta ; biz kendimiz diye bilecek kadar var oluşlarının bağışlarına konamazlar.

▪︎▪︎▪︎Evet kazanımlara karşı çıkılmaz, galibiyetler

sevindiricidir, memnuniyetlerin en değerlisi kendisine - kendilerine merhamet edicilikle sahip çıkmaktır. Değerli bir bütünlük ise yanlışları işlememeye gayret edici canlılıktır da: Öncelik işlem seviyesini kazanımlara götürebiliciliğin olsa da, kazanımların zevki galip gelmelerle sevindirici olsa da, düşkünlüklere karşı sahip olmalar elde güç olarak tutulsa da;

etrafsızca - dolaşık ve kesin manası durulmamışlıkla değersizce genişleyici yanlışlığa sürükleyici bir çizgi etrafında toplanıcılıktaki ikna ya karar dense de !! Gerçekten otlaklar

kurumamış, hayatın karşısında avlanmalar kesilmemiş, yiyecekler tükenmemiş, hesaplar kabarmamış, ödemeler yara almamış, ruhsal ve biyolojik düşüncenin ana hatları kesilmeyerek yollar yordamlarını kaybetmemiş... Olmalarla mana, kararlılık ve isteklere yönelişler olsa bile. İster bireyler, toplumlar, şehirler, ülkeler, devletler olsun. Gene de odaklanmaları gereken. Kendilerini kontrol amaçlı güç alma kuralını belirlemede işe yarayan !!

TAKLİTÇİLİK KURALSIZLIKLARIYLA KENDİLE

RİNE BAŞKALAŞICI VE Kendilerinden uzaklaşıcılıklara yönelmelere karşı tedbirli olmalıdırlar ki. Kendilerine dair diledikleri körelmesin.

▪︎▪︎▪︎Şahsımın bu konuda söyleyecek altınca sözüm şu olur ki: İnsanlar entelektüel sevi yelerince değerlendirildiklerinde, açık bir bilincin etkinliğiyle disipline edile bilinmiş kavramlarını uygunluklara dair iddialarını sağlam bir

yapılandırış gereği ve geçerlilikleriyle açıklaya bilecek kapasiteyle; kendi yaşam izdüşümlerini sergileye bilmeleriyle. Ne kadar entelektüelliklerini sergileye bilseler bile. Kendilerini analiz etmede iddialarını sağlamlaştırdıkların

dan çok daha fazlasıyla !! Getirilerinin çok önünde gelen ve yaşam geçerlilikleriyle zihinsellik kategorilerinin bile önde geleni ve de. Zamanların geçerliliğin de bile kendilerini cahil bırakmayacak kadar !! İradeye dış ve dışlanıcı kaçamakları asla sunmayan, geçerli bilgi ve bilinçleri geleceğe hazırlatıcı olarak bu kadar meşhur ve kararlılığın kuralı olan; insanı, inanlığı TAKLİTÇİLİKLERDEN KORUYAN

Kendilerini kendilerin de bulduran temel ilkelerini oluşturamayanların maalesef. Sadece yaşayış biçimleri tanımlanmış olur.

▪︎▪︎▪︎Bir beğeni isteğidir içeriklendirici kurallar.

Canlılıklarıyla umut dolu istekli oluşlarıyla.

Yapılması gerekenlere dilek diletircesine.

Durun bakayım, esas savaşınızı bilin ki !!

Taklidi dilemeyip de, kendinizin olsanız essah.

Vicdan yok olur dilemezseniz kendiniz için !!

Geçer gider gelecekte inanın kendi uhdesiyle.

Anlamlarla kim oynaya bilir kendi yollarında ?

Hangi kural oluşmaz, işte doğru denildiğinde?

Vazgeçmez kimse kazanımların uydusundan.

Üstünlüğü yalan, nasıl kazanıldığı iftira eder.

Ah şu vicdansızlık ateşe sürükler kazanımları.

Çünkü rakip üstüne rakip, kazanım üstüne

kazanım, oyun üstüne oyun tezgâhlarıdır yalan.

Devre dışı bırakmayı istemektir kesinlikle !!

Karşı uygulayış oyunlarının programlanışları.

Taklitçilik meziyet değildir ki, durdura bilsin.

Bütün bunca kötüleştiriciliğin kesinliklerini.

Dünya durmadan doluyor masumiyetlerle.

Uyanıklıkların firmalaşmalarıyla ne çare dir?

Kim nere de ne şekilde arar ise ararsa araya.

İnanın bir kaçamak gibi zorunlu olmuş adeta.

Şu sevilmeyen değersizleştirici taklitçilikler !!

Geçersizliklerin doldurma evrelerine hızdır !!

Ah şu taklitçiliğin nice alametsizlik çıkışları.

O hal de sağlam kişilik denilen insan olmanın.

Esas ifadesine ulaşmak için çok geniş ve !!

Yüksek anlam ifade edişiyle insanın kendisini.

Gene kendisine kazanmanın kısa ifadesi olan.

Taklitçilikten korunmanın hesabıdır elbette !!

Düşük değil de yüksek olmalıdır ki, kendileri.

Kendi doğru çizgilerinde ola bilsinler ki, kendi.

Yararlılıklarının dışına çıkarak av olmasınlar.

İşte bu doğrultuda bir açıklamaya merhameti.

Şayet getire bilirsek eğer, demem o dur ki !!

Albenileri olmayan birileri resmen ötekilerin.

Taklitleri olmuş kim ne yapabilir ki arayışlara?

Ne kadar Yönetim Sistemleri var ise hepside.

Dünya insanlığının hesabına yanlışlarla dolu.

Her yan ve yön birbirini taklitte mahirleşmiş.

İşte bu devam kesin seviyedir ve çıkış yok.

Taa ki Esaslı, Asıl ve Asil, taklitlerden ırakça.

Bir Yönetim Sisteminin Şu Yer Yüzüne inene

kadar dersek bile sevinme zevki olmaz mı ??

Elbette olur, bakın şu insanlığın haline adeta.

Birbirini taklit uğruna nice kontrolsüz kalarak.

Ölçüsüzce sözde dilediklerine yönelişleriyle.

Dünya sırf taklitçilik ekolüne dönüştürülmüş

tür diyelim mi ?? Diyelim ki !! HAFIZAYA EMRİ

VAKİDİR TAKLİTÇİLİK (Yavuz Yurt).

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.