Şekil verebilmeye çekindiği düşünceleri olan bir düşünürün, biçimlendiremediği yazıları olan bir yazarın, yayınlayamadığı şiiri olan bir şairin.

Elbette zorlanmalarından doğan üzüntülü kayıpları vardır. Evet, bazı fikirler-düşünceler, yazımlar, şiirler, mutlaka diğerlerini gölgede bırakmaları kaçınılmaz olurlar ki! Bir defa piyasaya sürüldüklerinde! Onları ülkesel özelliklerin farklılıkları bile engelleyemez. Günümüz de teknoloji patlaması-patlatması yaşıyoruz ki.

Eskinin palangalı, zincirleriyle temsil edilenler; şimdikinin çizgi filmleri olmuştur. Kurgusal her durumla iç içeyiz. Maalesef insanlar, evrenin farkında oldukları kadar kendilerinin farkında değiller. Kopukluklar, öncelikle kaplamış bireyleri- bireysellikleri. Davranışılar da şüphe, düşünceler de bozulma, amaçlar çizgisiz. Aslında başkalaşımlarında olurcasına gözleri; birbirini tahripte. Hünerleri oyuncaklarına dönüşmekteler. Budalalık ve uyanıklık zincirleri halkalanarak birbirlerine eklenişlerle. Birinin eksikliği, diğerinin fırsatçılığına-çıkarcılığına dönüştükçe.

Acımasızlıkların kudurttuğu saygısızlıklar ile özgün katılımlı sözde tüm kararlarla konferanslar bile, bir işe yaramayıcı oluveriyorlar. Çünkü, ruhlar ve bedenler bile bir birine samimiyetsiz. Şanslar gelişemiyor, gelecek kesinleşemiyor. Tahripler yükseliyor, oyunlar dönüyor. Çıkarlar yollarını çiziyor, sahtelikler zamanlara dönüşüyor, doğrular taktir göremiyor...Çamurunu bilmem de hamuru pagan şu insanlığın. Başkalarına karşı bir akıllılık-uyanıklık arayışına girmiş, başkalarının defterini dürmeyi bir marifet sayıp, kutsallığının ve üstün yaradılışının kesin olmayıp da.

Kendi zibilleşmelerin de bunalıp da hurdalığa dönüşlerin de çırpınıp durmalarından medet umsalar bile elbette sözün özü!! Hangi değeri verdiğiniz, sizi karşılar ki? Buyurun kategoriniz budur diye. Yalancı yanlışlıklar savunulmaz elbette. Bir şey eklenemez iddiasızlıklara ancak! Sırf bencillik genlerinden gelici sonlandırılamazları formülize edilemez düzensizliklerle. Artık kalkışlar başlamıştır dünyada aksilikler giderilemez diye. NETLEŞTİRİCİ düşünüş,fikir,yazımları-esirleri olmanın açıklanışları, öyle kolay olmuyor elbette. Çıkar niyetlerinin taşınmasını durdurmak, zorlukları yayan kararlılıkları zayıflatmak, savunulmayanlara ilgiyi ortadan kaldırmak, düzensizlikten yana olmamak, lüzumsuzlukları taşımakla sırf renklenici hayat yaşam üzerine üstünlükleri kabullenmekle diğerlerini bir hiç görmemekle. Yanıltıcı yanlışlara saplanıp da kalışlarıyla arayışların yollarını kesmek, ileri düzeyde kesin kararlı koruyucu niyetlere taşınmaları umursatmayıcı olmalarıyla. Bireylere toplumlara, şehirlere Yönetim Sisteminin nasıl olacağından yana kesin kaidelerden, yaşayış biçimleriyle sosyo-ekonomik, siyasal, kültürel düzey bağlayışlarından haberdarlıkları hem de.

Şu dünyayı bitirmek isteyişleriyle İnsanlığı onca denenmişliklerle umursanmayıcı düzensizliklere. sorgulamadan düzme beğenilerle sürükleyenlere karşı durucu olmalarından dır elbette. Saygıda kusur etmeseler de. Mevcudiyetin pek çoğunu kabullenmediklerindendir elbette.

Özellikle tüm dünyada siyasi, politik, sosyoekonomik bağlılıklar göstericilikler yansıtılarak kitle psikolojin yanlarında olunmalarla. Ayakta kalma,hedeflerine ulaşabilme güçlerini elde edişleriyle. Halkları-toplumları-kitleleri patlatabilici kıvamlara getirebilen kurum, kuruluş, organizasyonlar veya derinlikleriyle korkutup da görünür yada görünmeyici hakikâtleriyle ürkütücülükleriyle. Her zaman şu dünyanın çekicileri değil iticileri olmuşlardır ki. Ancak geçerliliklerinin miktarıncadır bir şeyin kabulü. Geçerliliği,çeşitlilikler değil de etkinlikler doğurur. İzahlar çarpıtılmayıcı yaklaşımlarla olur.Kesinlikler belirginlikleriyle ortaya çıkarlar. Derinlikler korkutucu görünse de çekicidir... O halde. Büyük insanlar mücadele ederken de büyüktür.Erdemli insanın barınağı gene erdemidir.Sözün de, yazının da asıl manası eylemindedir. O halde eylemi ülkeleri patlatmak değil de!!! YÜKSELMEK dağın telesi gibidir ilkesine bağlı kalışıyla tebasına mutluluktur asıl yönetim.

Bir kafese koysanız da gücü.

Güç uçurur kendini kafesle

Karar yararlılığındır.

Zalimlikler engellemez ise.

Sakın kapatmayın kapılarını.

Çare arayışların.

Mümkünü yoktur geçmez.

Karartıcı muhannetler.

Elbette bağırır manalar.

Neye yarar şu dünyada.

Umutsuzluklarla son bulanlar.

Güneş gibi doğar batmayanlar (Yavuz Yurt.15.09.2020)

Kafese konamaz, Gök Tengriye yükselir bu toplum. Kızıllıkların elmasından, elmaslarından çıkıp gelişleriyle.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.