Savaş kurban isteyicidir. İster dış, ister ise iç olsun hiç fark etmez elbette. Savaşın kesin manasına dair bireylerin, toplumların, şehirlerin, ülkelerin kendilerince savaş hakkında kabul gördükleri ya da reddeden veya savaşmaya haklılıkları olduğunu savunsalar da.

••• Aslında savaşa karşı tarifçi kesinlikleri; adeta çare arayıcı, çare yayıcı duyulanış performans özellikleriyle beğenilen, beğendirilen izahlarının yazgısı olarak : Savaşı, sıcak ortam ve yansıyışların şiddetlilik tesirleriyle hemen hemen herkesin ve her şeyin üzerleri kapatılarak; İlgi, ilinti, yaşayış biçimlenişlerinin kabullenilecek kadar olunmaması zorunluluğuna adeta geçilmiş olarak. Esasen ateş çemberlerinin sıcaklık, kızıllık, korluk, kavuruculuk, yakıcılık,yıkıcılık, yok edicilik olduğu halde. Soğukluk yansıtıcılık la da. Bireyleri, toplumları oraya buraya savurup sığındıran, zelil, perişanlıklarla onur kırıcılıklara sürükleyip durarak,kasıp sıkıştırarak yönelişlerin, yönlendirilişlerin emirlerine amade olunuşlarla adeta tutsaklıklara dönüşmüş lüklerin, sıkışmışlıklarla yön ve yöneliş tutumları üzerinden uygulamalara, uygulananlara maruz ve mahiyetlikte kalmaktır şeklin de olup.

•••Dünyanın yöneliş ve içerisinde bulunuş konularıyla konumlara dair bireylerin, toplumların, şehirlerin, ülkelerin,

devletlerin tutumlarıyla özdeşleştirici bir tarife bağlayıcı olabilerek. Bu uğur da kesinlikle elzem oluculuğu illâki gereksinim önceliğiyle üzerlerinde durmamızı gerekenleri her şeyden daha çok isteyen insanlığı !! Hiç umursamadan bir birine boğduran, boğazlatan savaşlarla bunların getirilerine zeminler hazırlatanların baş müsebbipleri elbette kanımca hiç

kuşkusuz !! Bir birbiriyle hesaplaşmaları uğruna yani tıpkı vahşi anlam hesapsızlıklarıyla programlanmışçasına. Arayışlarını evrensel tanımla sorgulatmayan, güven anlayışlarının yararlılıklarını aşırı şüphelere boğdurarak geçerlilik eylemlerini bile genel manalandırıcılığın çıkış noktası ve temel ilkesellikleri bünyelerde barındırıcı olamayacak kadar VAROLUŞUN TEMEL İLKESİNİN dışına çıkarak ola bilecek kesin geçersizlikleriyle ağırlık kazanıcılık tesirleriyle oluşturdukları sosyo, ekonomik, siyasal, kültürel

kazanımsızlıklarını !! Bireylerin, toplumların, şehirlerin, ülkelerin tesirsizleştirilmeleri, etkisizleştirilmeleri, hatta gerekirse bitirilmelerinin yöntem ve yönelişlere doğru somutlaştırılarak onların istenilen yaşamalar uğruna münasipliklerinde olmalarının imkan ve olanaklarını arayışlarına sevk ettirmelerini !! Hemen hemen

en münasip mücadeleleri olarak daha mühim olucu görerek. Onları böylesine işlerine gelici hayat ve yaşam halleriyle kuşattırarak, var oluşlarının temel ilkelerinden uzaklaştırarak. Özellikle de kendilerini doğrulayıcı, yaşam alanlarını belirleyici varlıklar olarak. Sahiden çok yönlü sınırlayıcılıkla benlik,şahsiyet, hür ve özgürlüklerinin sınırlarını var oluşlarının temel özellikleriyle; kendi varlıklarını belirleyiş dahilinde mutlak malik oluş ölçülerinin hakikatlerine ulaşa bilmiş olmalarının bilinçlerini adeta engelleyici ola bilmeleriyle !! Evet bireyler, toplumlar, şehirler, ülkeler, devletler denilen kendileri olabilmeyi hukuklarına göre kabullenici ve kabullendirici olabil melerini ellerinden adeta almak istercesine. Hep birer varlık ihtiyaç gereği doğrultuları uğruna tüm böylesine tutarsız ve tutmayıcı çaba ve harcayış gayelerini özellikle de zayıflatıcılık yöntemlerinin öncüsü savaş ufalayıcılarını ayakta tutan, bu ufalayıcılarla ayakta kala bilenler olduklarına kanaat getirdiğim !! Günümüz yönetim sistemlerinin manaları bitmiş - bitirilmiş, anlamları, anlaşılmaları geçip gitmiştir.

•••Gene bireyleri, toplumları, şehirleri, ülkeleri adeta zorunlu olurcasına sorunlara - cezalandırıcı yanlışlıklara, sonunda pişmanlıklara, değersizleştirici yaşam biçimlerine, kaybederek anlam bulamayışlık biçimsizliklerine, hayatı olumsuz kılan yaşantılara, insanlığa adeta kendilerini cezalandırıcılığın marifetlerini iç ve dışlarına doldurtuculuğun her bir anlamlarını bulamayışlara sevk olunuşların artırılarak. Var oluşun sevinç ve şuurla insan varlığının ne kadar muntazam

anlam bulunduruculukla her bir kesinliğinin imar edilişiyle kıymetlenen hayatı, yaşamı adeta insanlığa çok

görürcesine adeta; işte günümüzün bu yönetim sistemleri günümüzün genel sorunlarını besleyip barındırıcılıklara dönmüş, dönüştürülmüşlerdir. Savaşları mecburiyetin haricinde bitirici değil de. Adeta beğendiricilik özentileriyle donattırıcı olmuşlardır.

•••Evet insanlık için iyi bir şeyin yolu.

Yordamıyla donanımıdır elbette.

Devleşen savaş ve dev devirmece.

Hiç mi hiç iyi olamaz ki elbette.

Nice, niceleri alt olup nefretle kinlenmeler birikerek !!

Nesilden nesle sürüp gider elbette.

Dağlar servet olsa dayanamaz.

Geleceğin onca düşmanlıklarına.

Kıskaca alınır dostluklarla ilişkiler.

Olmaz derin konularda içtenlikler.

Biten samimiyetler beslemezler ki !!

Aynılıklarla taraftarlık bileşkelerini.

Karşılıklı niyetlerle sağlanamaz olur.

Birlikteliklerle elzem beraberlikleri !!

Güven üzerine kurulamaz o nice

Üzerlerinde gül bitmeyici aşa bilecek.

Güçlü oluşları oluştura bilmenin özü.

Denilecek kadar bir araya gele bilmek !

Savaş olunca, devricidir devleşmeler.

İş yapıcıdır taktikle hareketlilik elbet.

Vahşice anlamlan teori olmaz ki !!

Kendini bilenler, ekerler hesaplılığın tohumlarını değil mi ??

Genel geçerlilik doğrultusudur öğreti.

Savaş ve devirmek, iyi bir buluş değil !

Asıl, Asil öğretidir insanlığa esas ola.

Bunun net hesaplanmasıdır işte ...!

İnsanlığın hasret kaldığına haklı mı,

haklı olduğu.

Asıl,Asil bir Yönetim Sistemidir elbet !!

Güzel olanı sevmek, doğru olanı bilmek gerek.

Mananın yüceliği, insanı uğruna savaşa ya da düşünceye kaptırandır.

O hal de, şahsen hepimize derim ki !

Ey insanlık, kendimizi savaşa değil .

Yönetimlerin asıl ve asil olanlarına

kaptıralım ki !!

Acımasızlık yüzlerinin çaresizlik ağı.

Savaşlara kaptırmayalım(Yavuz Yurt).

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.