Bazı insanların yalınız kalması, tercihlerinin yalnızlık olması, yalınız kalmalarına mecbur kalışları onların kesin konumlarını savunabilmeleriyle örtüşür ki bu kesinlikleri onların çare alanlarının ve zaman bakılarının topyekûn ileri sürecekleri kadarıyla haklı ya da haksız olarak paradoksal ve ya safi gerçekten yalınız yaşayışları konusundaki iç ve dış şablonlarını çizebilmeye samimi gayret gösterici

olur isek gerçekten kabul edilen, kabullenilmeyen, inanılan veya inanılamayan yalnızlık.

Evet doğru bir kararlılığın ya da yanlış bir kararlılığın veya

mecburi bir kararlılığın oluşumuyla kendini kabul ettiren ya da reddettiren yalnızlık ta her insanın kendi çabasıyla nelere imzalarını atabilmekten tutun da hiç bir şey yapmaması, çaba alanlarının bulunmaması, varlıklarının rollerine göre kurallar getirerek ne yapmaları gerekenleri içten celi algı kararlılıklarıyla; ellerinden geldiğince ille de ötekilerini gale almadan, onlardan uzak kalarak çok şeyini istemedikleri şu dünyadaki yalnızlıklarının bahtsızlaştırıcı, söndürücü, önemsizleştirici, ürkütücü, beğenilmeyici olmalarının yanı sıra hallerinin memnuniyetlik ve mecburiyetlikleri uğruna

yalınız kalmaya da; kendilerini bir şeyde yalnızlık içerisinde bulunduranların içerisinde tamamen kesinliklerini

güçlendirici, kimlik ve kişiliklerini yönlendiriş tanımlayış özellikleriyle illâki algılarını daha da yükselticilikle başarı kesinliklerine sağlam bir ilerleyiş zemini kura bilerek beğenilecek sınırları içerisinde kendileriyle ve icap

edilenleriyle ilgilenişleriyle bilmesi gerekenleri bilip de yerine getirmesi gerekenleri yerlerine getire bilmeleriyle kendilerine ve çevrelerine makul cevaplarını vererek açık güven, yanıltmayıcı görüntü, otomatikman anlamlandırdıkları uğruna çabalayışlarıyla; nelerle meşgul olduklarının farkındalıklarıyla fark ettirici olmaları olarak kendi anlamlarını kendilerine teslim edecek kadar kesin ve teslimiyet anlamına gidiş yolunda bile; saçma tohumların içerisinden çıkarak saçmalıkların uzayan vadeleriyle daha da başkalarına, başka zamanlara akışlarını özellikle de genişçe, çeşitlendiricilikli hakikat anlamlandırmalarının çabaları uğruna yalnızlaşmayı tercih edenlerin adanmışlıkları onların en geniş kanıtlarıdır dense yeridir. Çünkü böyle bir niyet yalnızlığın da adeta zihnin akışıyla içeriye evrensellik dolarcasına ilham perilerinin kanat çırpışıyla uçuşan fikirlerin teker teker şuursallık yuvalarına konmalarını sağlayıcı olmalarıdır.

•••Şuna inanmalıyız ki !! Yararlı fikirlerin sakıncalıkları olamaz. Çünkü bunların evrensel ahlâka, Var oluşun Temel İlkelerine aykırıları yoktur. Maalesef ilimsel, bilimsel, düşünsel baş yapıtları dünya çapında incelediğimiz de bunların neredeyse geneli yalnızlıkla üretilmişler. Evet yalnızlıklar kararlı yaklaşımlarla hazinlikleri içerseler de. Çoğu zaman duyuları tahrik edicilikle mümkün olduğunca buluna bilen adeta saklı alanlara saklanışları tarif etseler de insan yalınız ola bilir mi, insan yalınız yaşayacak kadar kendisini sınaya bilir mi? Dedirtecek kadar iç ve dış tanımlara adeta bir hiçliği yakıştırtacak kadar; bir sabrı değil de. Boş bir anlamlı bakışları çağırtacak kadar adeta hiçliğin uygulanışı olarak kabullendiriciliğe zorlasa da bir şiirin ağlamalıklarına götürücülüğün vesilesiyle... En nihayetin de zavallılık zevallerinin en dip çilekeşliklerinin adeta doluluk merkezleri olarak kabul gördürücü algıları zorlayan yalnızlıkların illâki türlü türlü çeşitlenişleri var dır ki. Nasıl çeşitlenirse çeşitlensinler. Hayata pek katılmayan yalısızlıklardan ürkmeler; halk bazında istenmeyene nasıl tahammül edile biliniyor ki ??? Sorusunun derinliklerinde görülüp de algılanışlarının ispatları olarak yalnızların görülmelerinden

dolayı. Zihinlerin onları adeta tehdit vari görebilici oluşlarındandır.

•••Oysa manalı yalnızlıklar: muamma, meczup, tehdit, tehlike, hayatı mecbur görmemek, manasız durumları tercih

etmek, zihinlerinde hakikatleri bulun durmamak, yaşama kendilerini kabul ettirmemeyi istemek, doğruları kabullenmemek..... değildir. Mertebelerin geçerliliği, elbette insanlığa yarınları suna bilmektir ki !! Dalalım tarihin

derinliklerine. İşte böylesi mertebelere

en fazla yalnızlıklarla ulaşılmıştır.

Esas yalnızlıklar yalınız değildirler. Asıl yalnızlıklar, kalabalıklar içerisin deki yalnızlıklardır ki. Buna yalınızca

yalnızlık istenmiyor; bilakis istisnalar hariç. Şu dünya da kimse kimseyi yeterince sevmiyor, yanın da istemiyor ve olgunlukla yalınız kalmak istiyor desek yeri midir ???

•••Ancak yüksek amaçları uğruna.

Çekmişlerdir, çekilmiştir yalnızlık

İşte inceliği budur, yalnızlığın hası

Zihinleri yerinde olanların mecburu.

Bedelini cepten, zihinden ödeyerek.

Öyle kolay ulaşılmıyor ki, yalnızlığın.

Bereketli topraklarına, düşünüşlerin.

O içli, kaliteli fikirlerin meyvelerine.

Biliyor musunuz, taşı bile konuşturur.

Şu düşünürlerin kaldıkları yalnızlığı.

Çünkü fikirleri uğrunadır ömürleri !!

Yarı ve yarım değil de, anlaşıla bilir.

Bir tutumla göründüğü kadarıyla illâ.

Basit bir denklemle çözülecek kadar.

Patlamış bir hayat olabilir olsa da.

Öyle rast gele herkesi bula bilicilikle.

Yaşamanın afacanı da değildir de.

Ne zaman, hangi nokta dan geleceği.

Hiç mi hiç de belli değildir dense de.

Yerinde söylenendir sahiden işte.

Anlamak gerekir ki şu dünya da !!

Yalınızca ne yok söyleyin bakayım ?

Elbette Asıl Bir Yönetim Sistemi, evet.

Ne duruyorsunuz öyle iş sizindir işte !!

Sayın yalnızlığın yazar, şair, düşünür

olan profilleri (Yavuz Yurt).

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.