Merhaba saygıdeğer okurum, zaman zaman köşemde ünlü düşünürlerin, yazarların, psikologların ve şairlerin insana, topluma ve dünya hayatına dair görüş ve düşüncelerini paylaşıyorum ki, öğrendiğim, faydalandığım ve beğendiğim bu şeyleri sizlere ulaştırmak maksadıyla.

Malumunuz çağımız bir telaş ve koşuşturma çağı, fırsatı değerlendirme ve dahi olabildiğince menfaat sağlayarak hayatta kalmak amaçlı bir şeyler elde ederek, maddeci bir yaşantıdan ibarettir.

Çünkü mana ve ruh dinginliğinin sağladığı gözle görünür, elle tutulur, bizi öne çıkaracak bir getirisi yoktur. Huzur, mutluluk ve sağlık para olunca elde edilen şeylerdir düşüncesi, anlamı, değeri, kıymeti ve maneviyatı boşa çıkarmaktadır. Böyle görüp, böyle düşünenlerin sayısındaki artış insanoğlunun temel sorunlarından biridir.

Ezcümle, insanlığa giden yolda oldukça az insan vardır.

Dedikten sonra bir başkasının görüşüne yer vereyim, kendimi desteklemek ve konuyu pekiştirmek amacıyla...

"Hafıza deyince dijital malzeme depolama kapasitesinin akla geldiği bir zamanın insanlarıyız biz. Çünkü hatırlanacak pek bir şey yaşamıyoruz. Hiç hayat bulamıyoruz yaşadıklarımızdan ve hiç başlamadığımızdan sona da eremiyoruz bir yerlerde.

Hayatın ikamesi olarak önümüzden gelip geçen bu yorucu filmi seyretmekle harcıyoruz bize ayrılmış bütün zamanı ve o filmin bir sahnesinde sessizce pert olup gidiyoruz sadece.

(Mustafa Kutlu)

Bir başka değerli insan, fikir adamı Nurettin Topçu'nun tespitleri sizleri düşünmeye sevk edecektir eminim.

-DAMLALAR-

Üç hakimin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin ve ölümün.

Âlem, üç şeyin mecmuundan ibarettir: Varlık, düşünce ve hareket.

Bunların hepsini kendinde toplayan insan, üç şeyin peşinde olmak için yaratılmıştır: Hakikatın, hayrın ve güzelliğin.

İnsan ruhunda bu üç şeye götüren üç yeti vardır: Zeka, duygu ve irade.

Zekâ üç yerde kullanılır: Kazanmada, hilede, ilimde.

Duygunun üç dünyası vardır: Sanat, rüya ve sevda.

İrade, üç âleme sığınma kudretidir: Hemcinsine, kendi samimiyetine ve Allah’a.

Bu üç yetinin birlikte ve ahenkli olarak barındığı kalp, üç şeyin mahfazasıdır: Aşkın, ümidin ve imanın.

Üç şeyi sevmeyen ruh, ölü odaları gibi karanlıktır: Çocuğu, tabiatı ve zalimle kavîden başkasına itaati.

Üç kişiye acıyınız: Zenginlikten sonra fakir düşene, şerefli iken zelîl olana, cahiller arasında kalan âlime.

Üç nesneden her yerde kaçmalıyız: Yersiz şiddetten, açlık bırakmayan tatminden, kendimize çevrilmeyen tehditten.

Üç kişiden korkunuz: Merhametsizden, müraîden, mürtekipten.

Üç musibetten uzaklaşınız: Zulümden, zelzeleden, ‘bilirim’ iddiasında olan cahilden.

Üç kişiye el uzatınız: Hastaya, garibe, muhitinde anlaşılmayan bedbahta (bu yüzden kalabalığın arasında yalnız yaşayana.)

Üç türlü davranış kaba ve sahtedir: Kendini belli eden sanat, nümayişçi ahlak, kendine güvenen dindarlık.

Üç şey saadetin sırrıdır: Tevazu, kanaat ve ölümün eşiğinde sık sık dinlenme zevki.

Dünya üç şeyle cennet olur: Elden, dilden ve gönülden vermekle; Allah’ın kullarını ta’n etmeyip affetmekle; zalime zulmetmeyip hidayet yolunu göstermekle.

Üç kişi karanlıkta kalmıştır: Aşkından çok talâkatını kullanan, imanını iddia yapan, aklın meyvasından lezzet almayan.

Üç hâkimin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin, ölümün.

Üç yerde insan kendini tanır: Tövbede, zalimin kahrı altında, son nefesinde.

Hayatın manası üç yerde hakkıyla anlaşılır: Aşk ile birleşen ümidde, vecd ile yapılan ibadette, yeri yurdu unutturan seyahatte.

Gözyaşının üç yerde lezzetine doyulmaz: Vuslatta, mağfirette, merhamette.

Üç yerde insan Allah ile sohbettedir: Kalabalıktan incinmeyen yalnızlıkta, bir ümitsizin yüzünü ümitle güldürdüğü yerde, zalimin zulmü kendinden şükür taşırdığı anda.

İnsanlar içinde kendini bilenler şu üç kişidir: Rüzgârı bile incitmeyenler, kendi adlarını söylemekten utananlar, Allah’ın emaneti olan insanlara katı katı gözlerle bakmayanlar.

Üç türlü insan Allah’tan uzaktır: Rahatlarını hesaplayarak hizmetten kaçanlar (hizmet ehli olmayanlar), duygulu olduklarını ileri sürüp de sefalet sahnelerinden uzak duranlar, sefil ruhlarda feyz arayanlar.

Üç türlü insan Allah’ı göreceğinden müjdelenmiştir: Saf kalpler, gecenin karanlığında güneşi bulanlar, ölümü, hayatta iken, bütün hareketleriyle birleştirmiş olanlar.

Üç şeyin hududunda durmasını bilmelidir: İsteklerin, aklın, hayatın.

Üç şeyden ayrılınca diğer üç şeye geçmede acele etmelidir: İnsanlardan ayrılınca ibadete, hareketten çıkınca huzura, dünyaya vedalaşınca uhraya.

(Nurettin Topçu)

İnsan deyip geçmemek lazım vesselâm

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.