Mevsim kış olsa da, Kütahya'ya gitmek nasip oldu.Tarih ve coğrafya bu ilimizi tarif eder anlatır, ama ben bunu sizlere nasıl anlatırım bilmiyorum.

Kütahya bir uzak diyar diyerek başlayayım yazıma, önce Kırıkkale, Ankara sonra Eskişehir'den geçerek Kütahya'ya ulaştım. 2006 yılında öğrenci olarak, daha sonra yüksek lisans yapan, ardından Kütahya belediye kütüphanesinde işe başlayan ve şu anda Osmanlıca alanında doktora öğrencisi olan büyük oğlum karşıladı.

Hoş beş, yeme içme ve yol yorgunluğunu attıktan sonra bu şehzadeler şehri ilimizi gezmek görmek istedim, vakit akşama yakın olmasına rağmen eski Kütahya dedikleri tarih, ilim, irfan medeniyet, kültür, sanat, gelenek ve göreneklerimizin yaşadığı, yaşatıldığı mekanları oğlumun rehberliği ve Osmanlı kaynaklarından okuyup öğrendiği bilgileriyle tarih yolculuğuna çıkmış oldum, tabi ki bu kültür miraslarımızı fotoğraflamak yoluyla kalıcı olmasını istedim. Adını Germiyan oğulları beyliğinden alan, germiyan sokaktan giriş yaptığım an Telefonuma sarıldım, sarıldım sarılmasına ama telefon niye çalışsın! Fotoğraf çekemiyorum, ne açılıyor nede kapanıyor, içimden dedim ki bir mübareğin lanetine mi uğradım veya bazı güçler fotoğraf çekmeme engel mi oluyor?

Kendi kendime konuşmalarım bitince gezdiğim gördüğüm yerleri hafızama kaydetmeye başladım, hangi binayı, hangi camiyi, hangi mescidi, hanı hamamı, çeşmeyi kim yaptırmış, hangi tarihte yapılmış, geçirdiği yangınlar, tamiri, tadilatı gibi bilgileri kaynağından bizzat okuyup öğrenen, Kütahya'nın tarihi değerleri ve hazineleri ile ilgili ortak 2 kitap yazan rehberlerimle adım adım köşe bucak gezdim.

İlk kısa günümüz akşama kavuşurken ertesi gün için telefonumu yatırmam gerekiyordu, fotoğrafla belgelemeden bütün bunlar eksik ve yarım olacaktı benim için.

Sonra bir telefon tamir dükkânına girdik, ikinci katta 5 tane elaman sıralanmış tamir işleri yapıyorlar, bizimle ilgilenen usta telefonu evirip çevirdikten sonra teşhisi koydu." Amca telefonun üşümüş" dedi. Cevabım ısıt öyleyse oldu. Ortam ısınmış, muhabbet çoktan başlamıştı, Isıttı mı, sihirli bir kelime mi söyledi bilmiyorum ama telefon çalıştı, borcum nedir usta dedim, borcun yok, misafirden ücret almıyoruz demez mi!

İçimden dedim ki, çağın ve günümüz insanının kuruşa tenezzül edip, insanların sülük gibi kanını emen kapitalist sistemde böyle bir muamele mümkün değildi! Ya bu çocuk yüzyılların gerisinden gelen idi, 'ya da başka bir şey, çok cüzi bir miktar emek karşılığı vererek telefonuma kavuştum.

Ertesi gün tek tek fotoğraflayarak aynı mekanları gezmeye başladım, virane evler, dükkanlar, yanmış yıkılmış bir çok yerin yanı sıra, vakıfların sahip çıktığı, gelir elde ettiği restora edilmiş evler, dükkanlar, küçük atölyeler, çay ocakları insanın içini ısıtıyor ve çağların gerisine götürüyordu, ilgimi çeken şeylerden biri de çeşmeler ve mermer şadırvanlardı, Özellikle Yıldırım Beyazıt Han tarafından yaptırılan ulu caminin içindeki küçük şadırvan ve suyun tınısı ibadeti daha da anlamlı kılıyor olmalıydı.

Bir çok tarihi bina, han hamam camii görmüşlüğüm vardır elbette, ama İstanbul gibi Bursa gibi olmasa da Kütahya'da ki örneklerin çokluğu ve küçüklüğü dar bir alanda olması, gezilip görülmesi açısından önemli bir ayrıntı bence, çocukluk yıllarımda ilk gördüğüm il olan Amasya'da beni çok etkilemişti,

Eski Kütahya dedikleri mekânda huzur, ilim, irfan ve insan, bilim, tarih, kültür sanat, edebiyat, mühendislik harikaları, yeni Kütahya'da ise beton, trafik, gürültü, kalabalık ve sağa sola koşuşturan telaşlı insanlardan başka bir şey görmek mümkün değildi!

Ayrıca oğlumun yaşadığı ortamı görmek, akademik camiadan, esnaftan, antikacılardan,iş arkadaşlarından güzel şeyler duymak beni ziyadesi ile memnun ve mutlu etti... vesselâm

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.