Her öğretim yılında değişip sonra terk edilen modellerden ve uygulamalardan vazgeçmek isteyen hükümet sonunda bir model buldu.

Denenen bütün sistemlerin başarıya değil, başarısızlığa ve çeşitli mağduriyetlere yol açması nedeniyle bir çözüme gerek duyuldu ki haftalardır kamuoyunu meşgul eden bu konu gündeme oturdu.

Bilmem kaç bakan, bilmem kaç müsteşar değiştikten sonra istenilen sonucun alınamamasını gören yetkililer, dünyadaki eğitim sistemlerini inceledikten sonra öğrenciyi başarıya götüren, okulu sevdiren, öğretmeni öne çıkaran, çok teneffüs, az ders ve ödevle değil de uygulamayla öğrenmek olan Finlandiya eğitim sistemi üzerinde karar kılınmış görünmekte.

Finli yetkililerin açıklamalarına bakıldığında bu sistem dün bulunup bugün netice alınan bir sistem değil. Biz aceleci bir milletiz, yemek soğuyana kadar dahi tahammülümüz yoktur.

Çeşitli olumsuzluklar ve uyum problemlerinden sonra netice veren ve öğrencilerle velilerin ortaklaşa memnun olduğu bir uygulama. Hal böyle olunca da ülkenin eğitimi ve başarısı bu sayede istenilen seviyeye getirilmiş.

Merkezde öğretmen ve öğrencinin olduğu bu sistem ülkemiz şartlarına ve ülkemiz insanının düşüncesine kültürüne ne kadar uyumlu onu da ayrıca konuşup tartışmak gerekir.

Buradan sormak isterim; İngilizce dersine tarih öğretmenin girdiği, matematik dersine coğrafya öğretmenin girdiği okullarda başarıdan söz edilebilir mi?

Ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışılan öğretmen açığı acaba Finlandiya'da var mı?

Şimdi siz tutar aynı sistemi olduğu gibi alırsanız o ülkedeki bütün kurum ve kuralları da aynen benimsemek zorundasınız. Yoksa yine yarım yamalak bir iş yapılmış olur kiiii

buna da Türk usulü dersiniz…

Yani ilk önce öğretenin yaşam standardını ve iş güvencesini vereceksiniz. Sonra öğrenenin durumunu düşüneceksiniz.

***

Şimdi bakalım adamlar nasıl başarılı olmuş ve bu mühim meseleyi nasıl çözmüşler.

İşte size Fin eğitim sistemiyle ilgili 9 şaşırtıcı gerçek.

-1-

Finlandiya’da zorunlu okula başlama yaşı 7.

Yaşları ne olursa olsun, çocuklar okula kendileri yürüyerek ya da bisikletle gidiyor.

Fin kültürü çocukların bağımsız yetişmesini önemsiyor. Çocuklarını okula getirip götüren, ders çalıştıran ebeveynler diye bir şey yok.

-2-

Fin eğitim müfredatı basit ve genel bir çerçeve tanımlamaktan ibaret.

Öğrenciler, kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda kendi eğitim-öğretim programlarını şekillendirme haklarına sahipler. Öğretmenler de öyle.

-3-

Finli öğrencilere eğitim hayatlarının ilk altı yılında hiçbir şekilde not verilmiyor. Sekizinci sınıfın sonuna kadar not verme zorunluluğu yok ve öğrenciler standardize edilmiş bir sınav sistemine tabi değiller. Sadece 16 yaşlarındayken ülke genelinde bir sınava giriyorlar.

-4-

Öğretmenler gün boyu sınıfta ortalama dört saat ders veriyor. Haftada iki saati ise mesleki gelişimleri için eğitimlere katılmak için ayırıyorlar.

İlkokulda öğrencilerin ders dışı/teneffüs olarak geçirdikleri zaman toplam 75 dakika. Amerika’da bu oran 27 dakikaya kadar düşüyor. Türkiye’de ise ortalama 45 dakika.

-5-
Tüm öğretmenlerin en az master derecesi var ve üniversite başarısı en yüksek %10’luk dilim arasından seçiliyorlar. Öğretmenlik toplum gözünde statüsü en yüksek mesleklerden biri.

Finlandiya öğretmenleri başarılı-başarısız olarak yargılamayan bir kültüre sahip. Eksikleri bulunan öğretmenlerin, yeni eğitim-öğretim programlarıyla kendilerini geliştirmesinin önü açılıyor. Hiçbir öğretmenin performans nedeniyle işten atılma korkusu yok.

-6-

Öğrencilere ödev verilmiyor çünkü öğrenmenin yeri okuldur.

Her çocuğa bir birey olarak değer veriliyor. Çocuklardan biri yeterince iyi öğrenemiyorsa öğretmenleri bunu hemen fark ediyor ve çocuğun öğrenme programını onun bireysel ihtiyaçlarına göre düzenliyor. Aynı şey, okula uyum göstermeyen, sıkılan ya da öğrenim durumu programın ilerisinde olan çocuklar için de geçerli.

Öğretmenlerin yüksek eğitim düzeyi, çocukların her türlü gelişimini gözlemleyebilmelerini ve esnek çözümler yaratabilmelerinin en önemli nedeni. İstatistiklere göre çocukların ortalama %30’u eğitim hayatlarının ilk dokuz yılında özel programlarla destekleniyor.

-7-

Fin okullarında spora bol bol yer var ama spor karşılaşmaları yapacak takımlar yok. Rekabet, üstünlük kazanmak Fin kültüründe değer verilen bir şey değil.

-8-

Finlandiya’da özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor.

Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine dayanışıyor. Okulların hemen hemen tümünün başarı düzeyi aynı. Bu yüzden okulun bir diğerine göre ayrıcalığı yok.

Eğitim “herkes için eşit imkânlar sağlamak” demek. Eşitlik kavramına olağanüstü değer veriliyor. Tüm çocuklar zeka ve becerileri ne olursa olsun aynı sınıflarda okuyor.

-9-

Pek çok Avrupa ülkesi ve Amerika’yla karşılaştırıldığında Finlandiya’da eğitime ayrılan bütçenin daha fazlası sınıf ortamına yansıyor. Çünkü öğretmenler de, yöneticiler de hemen hemen aynı maaşı alıyor. Bu yüzden Finlandiya’da eğitim maliyetleri çok daha düşük.

Ancak 15 yıllık kıdemli bir öğretmen ortalama bir üniversite mezunundan daha iyi kazanıyor.


(Handan Saatçıoğlu 2014)

***

Velhasıl kelam, başarmak için yetişmiş aydın ve kaliteli insanlara ihtiyaç vardır. Her işte olduğu gibi eğitimde de insan unsuru ve bilgi birikim çok önemlidir. Siz hangi modeli getirirseniz getirin, hangi sistemi uygularsanız uygulayın işin içine siyaset ve adam kayırmacılık girerse alacağınız netice kocaman bir sıfırdır.

Hem de sıfır (0) oğlu sıfır (0)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.