Kategoriler

ALACA LİDER

GENÇ OSMAN – BİR YİĞİDİN ARDINDAN YAKILAN AĞIT

Bu yazımızda; aslı marş olan, ancak zamanla bizler tarafından türkü ve oyun havası formatında söylenen eserlerden birini ele alacağız. Tıpkı “Hey Onbeşli” ve “Aman Bre Deryalar” misali…
Genç Osman Türküsü, genç yaşlarında Osmanlı Padişahı IV. Murad’ın Bağdat Seferi’ne katılan ve bu uğurda hayatını kaybeden Osman isimli bir yeniçeri için yazılmış bir marştır.
Bağdat Seferi’ne iştirak eden Kapıkulu Süvarilerinden Kayıkçı Kul Mustafa, Genç Osman için bir ağıt yakmıştır. Bu ağıt, Osman Şevki Uludağ tarafından düzenlenmiş; Muzaffer Sarısözen tarafından bestelenerek marş hâline getirilmiştir.
Genç Osman’ın orduya katılış hikâyesine gelecek olursak:
Hüsrev Paşa, Bağdat’a hareket etmeden önce askerlere şöyle seslenir:
“Sakalına ve bıyığına tarak batmamış sabilerin bu orduda yeri yoktur!”
Bağdat Seferi sırasında, bir yeniçeri çavuşu; çok genç yaşta olmasına rağmen savaş meydanında büyük cesaret sergileyen bir yeniçeriyi fark eder ve durumu şaşkınlıkla Hüsrev Paşa’ya bildirir.
Bunun üzerine Hüsrev Paşa, yardımcı paşalarını toplar ve:
“Bıyığına tarak batmamış bir çocuk ordu-yu hümâyuna nasıl alınır? Kimmiş bu?” der.
Anadolu Beylerbeyi Sipahilerinin kumandanı Zor Murtaza Paşa şu cevabı verir:
“Genç Osman derlermiş, devletlim.”
Genç Osman, Zor Murtaza Paşa’nın alemdarıdır.
Hüsrev Paşa ise:
“İstihza mı edersiniz? Genç Osman bir sabi midir?” diye sorar.
Zor Murtaza Paşa’nın gözleri dolar. Osman’ın korkusuzca savaşması gözünün önüne gelir. Cengin en kızgın anında, kır atıyla ileri atılır; önüne geleni devirir ve zaferin kazanılmasında önemli rol oynar.
Hüsrev Paşa, Zor Murtaza Paşa’yı çağırarak derhâl bu çocuğu bulup huzuruna getirmesini ister. Emir üzerine içeri, 16–17 yaşlarında bir genç girer. Bu delikanlı, Genç Osman’dır.
Hüsrev Paşa sorar:
— Adın nedir?
— Genç Osman.
— Bıyığına tarak batmayanların orduya alınmamasını emretmiştim. Hilafına hareket edenlerin cezalandırılacağını bilmez misin?
— Benim bıyığım var!
(Hâlbuki Genç Osman’ın ne sakalı ne de bıyığı vardır.)
Hüsrev Paşa tarağını çıkarır:
— Al öyleyse, bıyığına batır!
Genç Osman tarağı alır ve herkesin meraklı bakışları arasında birden üst dudağına saplar. Ağalar şaşkınlıkla olayı izlerken, Hüsrev Paşa da Osman’ın dudağından akan kana bakar ve hayretini gizleyemez.
Genç Osman’ın kahramanlığına gelecek olursak:
Osmanlı ordusu, 6 Ekim 1630 gecesi Bağdat’ı yeniden kuşatır. Topçu ateşiyle açılan gedikler şehitlerle doludur. 8 Kasım akşamı bütün birliklere, ertesi gün umumi taarruza geçileceği bildirilir. 9 Kasım’da başlayan taarruzda Zor Murtaza Paşa kuvvetlerinin başında ilerlemektedir. Genç Osman da yanındadır.
Surlara çok yaklaşılmıştır. Naralar, feryatlar birbirine karışır. Baş sancaktar, elinde sancak olduğu hâlde ileri fırlar; ancak vurularak düşer. Artık sıra Genç Osman’dadır.
Yanında duran Murtaza Paşa’ya bakar, düşen sancaktarın elindeki sancağı alır ve koşarak hendeği geçer. Yağmur gibi yağan kurşunlara aldırış etmeden kaleye tırmanmaya başlar. Sanki kellesini koltuğuna almıştır. Nihayet muradına erer ve surların üzerine çıkmayı başarır. Hemen sancağı diker; fakat aslan gibi bedeni yüzlerce kurşunla delik deşik olmuştur. Oracıkta son nefesini verir ve şehit olur.
Surların üzerinde dalgalanan sancağı gören Osmanlı askeri, artık zaferin kazanıldığına inanarak büyük bir gayretle surlara yüklenir; morali iyice bozulan İran askerini geri püskürtür ve kaleden içeri girmeyi başarır.
Zaferin ardından Hüsrev Paşa, Genç Osman’ın derhâl bulunmasını emreder. Onu mükâfatlandıracak ve kahramanlıklarını padişaha arz edecektir. Ancak biraz sonra gelen haberle, sancağı surlara dikerken şehit olduğunu öğrenir.
İşte bu kahramanlarımız için yazılan bir marşın, zamanla orta oyunu ya da türkü gibi algılanıp kullanılması; farkında olmadan değerlerimizi incittiğimizi gösteriyor. Geçmişine sahip çıkmayanların bu dünyada neler kaybettiğini görmemize rağmen, bu şekilde davranmayı anlamakta güçlük çekiyorum.
“Vatan için can verenler asla unutulmaz.”
“Şehitlerimizin emaneti olan bu vatan, bize namustur.”
“Bayrak için can verenleri dualarımızdan eksik etmeyelim.”
“Onlar bu vatan için can verdiler; biz de onların hatırasına sahip çıkacağız.”
“Mehmetçik ölmez! Onlar kalbimizde sonsuza dek yaşayacak.”
“Bir milletin kahramanları, onun özgürlüğünün teminatıdır.”
Ruhlarınız şad olsun.

                                                Genç Osman
    Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak
Askerin içinde birinci uşak
Allah Allah deyip geçer Genç Osman
Sultan Murat derki, gelsin göreyim.
Nasıl yiğit imiş bende bileyim.
Vezirlik isterse üç tuğ vereyim.
Kılıcından al kan saçtı Genç Osman.
Allah, Allah deyip geçer Genç Osman
Bağdadın kapısın Genç Osman açtı
Düşmanın cümlesi önünden kaçtı
Kelle koltuğunda üç gün savaştı
Allah Allah deyip geçer Genç Osman
Askerin ucu göründü Van'dan
Kılıcın kabzası görünmez kandan
Bağdadın içinde tozdan dumandan
Toz duman içinde kaldı Genç Osman
Bir Başka şekilde;
Of of Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak of of.
Aman Askerin içinde birinci uşak
Allah Allah deyip geçer Genç Osman of of.
Of of Genç Osman dediğin bir küçük aslan
Bağdat’ın içine girilmez yastan of of.
Aman her ana doğurmaz böyle bir aslan
Allah Allah deyip geçer Genç Osman of of.
Of of Bağdat’ın kapısını Genç Osman açtı
Düşmanın cümlesi önünden kaçtı of of.
Aman kelle koltuğunda üç gün savaştı
Allah Allah deyip geçer Genç Osman of of.[5]

Yorumlar