Gürsoy'un yazısı şöyle;
S a y ı n Muhatap!
Sözlerimin başında şunu ifade etmeliyim ki, bizim dinimiz ve kadim kültürümüzde farklılıklar bir zenginlik olarak kabul görmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, İmam Hatip Okulları ve İlahiyat Fakültelerimiz bu kaynaktan beslendiği için ülkemizdeki tüm etnik yapıları ve farklılıkları (dinimize, vatanımıza, toprağımıza, bayrağımıza, namusumuza ve yasalarımıza kastetmedikleri sürece) hep bir renklilik, güzellik, zenginlik olarak görmüş ve kucaklamıştır.
Elbette ki bu kurumların doğrularının yanında yanlışları, sevaplarının yanında günahları, hizmetlerinin yanında eksiklikleri de yok değildir.
Bu okullar ve mensupları çok zor dönemlerden geçti, çok bedeller ödedi, yanlışları da var. Ayrıca bu meyanda eleştiriler zaten yapılıyor, sorunlar bu kurumların kendi içinde ve dışında bir çok platformda açık açık dile getiriliyor, kendi kendilerini tenkid de ediyorlar zaten...
İmam Hatip Okullarına çocuklarınızı vermeyin, deist olurlar iddiasına gelince:
Sayın Muhatap!
Türkiye’de “Gençler deist oluyor iddiası,
deizmi bir dünya dini haline getirmek isteyen küresel/emperyalist güçlerin bir PROJESİDİR..”
____
Bu PROJE, bir taşla iki kuşu vurma PROJESİDİR.
___BİRİNCİSİ :
İmam Hatipler, İlahiyatlar ve Diyanet üzerinden iftira ve yalan ile kirli bir algı oluşturmak..
a) Oğlunu veya kızını İmam Hatibe gönderme, yoksa Allah Peygamber tanımaz bir deist olur mesajı vermek...
b) Deizm, ateizm ve nihilizm gibi Batı’da yüzyıllar öncesi ortaya çıkan din karşıtı bir akımken, SANKİ YENİ ORTAYA ÇIKMIŞ ve bir ihtiyaçtan doğmuş bir yeni akım gibi algı ve gündem oluşturmak…
___İKİNCİSİ :
Müslümanlardan, Hıristiyanlardan, Musevilerden inancını kaybetmiş, arayış içinde olan, boşlukta kalan gençleri Deizme kazandırmak.
Deizmi yeniden canlandırmaktır maksat…
Peki size ne oluyor, bu okullarla ne alıp veremeyeceğiniz var, veya siz bu işin neresindesiniz diye sormazlar mı adama!
Diyanet, İmam Hatipler ve İlahiyatlar ;
Kabir azabından koruyan ve yanmaz kefen satan, ete kemiğe büründüren, kimini cennete, kimini cehenneme sokan, rüyayla, uğursuzlukla, uçtu kaçtıysa, şifayla, rabıtayla, malı götüren Din tüccarı şarlatanlara niye hiç sesini çıkarmıyor, şarlatanların peşine takılmış garibanları niye uyarmıyor, onlara sahih dini anlatmakta niye yetersiz kalıyor diyebilirsiniz...
Bunu demek istiyorsanız haklısınız.
Diyanet, İmam Hatip ve İlahiyatlar şirkle, bid'at ve hurafelerle yeterince mücadele etmiyor diyebilirsiniz.
Çok doğru...
İmam Hatip ve İlahiyatların müfredatı arzulanan düzeyde değil, eskisi gibi ehliyetli ve liyakatli elaman yetişmiyor, o eski aşk ve heyacan da yok diyebilirsiniz.
Bu tartışılır, haklı da olabilirsiniz..
Kendini muhafazakar gören bu okulun mensuplarına, en zeki çocuklarınızı fen liselerine gönderip, geride kalan okumakta gözü olmayan ve köydeki kentteki gariban çocukları da İmam Hatip Okullarına vererek kaliteyi düşürdünüz deseniz, eyvallah tamam.
İmam Hatip ve İlahiyatlarda fırsat eşitsizliği var diye eleştirebilirsiniz sizi anlarız, haksız da sayılmazsınız...
Eleştiriler yapılır, yanlışlar gösterilir, öğretmen atamasından ders kitapları içeriğine kadar birçok şeyi eleştirebilirsiniz eyvallah...
Ama İmam Hatiplerden ateist çıkıyor, deist çıkıyor, okulların içi boş, öğretmenler çocukları kötü eğitiyor gibi cümlelerle tüm İmam Hatipleri, İlahiyatları, Diyaneti zan altında, töhmet altında bırakmak...
Hem de ülkemizin, hatta İslam milletlerinin çözüm bekleyen yığın yığın derdi varken...
Diyanete, İmam hatip okullarına ve ilahiyat fakültelerine dil uzatmak, mensup ve mezunlarını itibarsızlaştırmaya, karalamaya kalkışmak hiçbir Din adamına hiç yakışmayan bir davranıştır..
Bu kesinlikle bir nifaktır, bir iftiradır, büyük bir ihanet, rehavet, cehalet ve cürümdür.
Derhal muhataplarına yanlış bir anlama olduğu söylenmeli, söylem acilen düzeltilmeli ve özür dilenmelidir.
Saygılarımla...
Mücahit Gürsoy
Alaca Önder Başkanı