Hititlerin sloganı, Yeni Nizam manasına geliyor idi. Şimdilerde bahsedilen Küreselleşme- Globalizm ise Yeni Dünya Düzeni diye anılıyor.

Emperyalizmin yeni terminolojisinden olan küreselleşme; dünya halkları için içi boştur.

Sadece kulakları tırmalar. Dünyanın köşe başlarını tutanlar; hep büyük paralar kazandılar. Kapitalizm krizsiz olmazdı.Hep oldurdular.Krizlerin içerisinden hep bir şeyler çıkarttılar. Felsefeleri ve inandıkları (Fırsatlar krizlerden doğarlar) kavramının kendilerine getirileriyle dünyayı amaçlarına yönlendirmektir. Elbette çatışmalar, ekonomi sınır tanımıyor, krizlerde. İşte her biri emperyalistlerin çıkarlarına dönüştürülüyor çünkü! Uluslar arası çıkarlar ile emperyalizmin çıkarları, aynı çizgi de olup. Özelliklede çok uluslu şirketler-dev karteller, finansörler......elbette kürselleşmenin karakterleridir, patronajlarıdır ki.

İsimleri değişik olsa da. Değişik pozisyonlarla boy gösterirler. Kulüplerinin harmanlanmış üyeleridir, örgütlerinin sorumluluk taşıyanlarıdırlar. Teşkilatlarının paylaşım kararlarını yerine getirenleridirler. Yok öyle oturmak, yatmak çalışıyorlar hem de çok çalışıyorlar. Onlara paraları, sahip oldukları, yedikleri, içtikleri yetmiyor mu sanıyorsunuz? Hayır, hepsi de yetiyor ve her şeylerinin farkındalar.Sadece kendilerine bir misyon yüklemişler,kendilerince hükmetmeyi,kendilerini üstün kabul etmelerinin meziyetleriyle tatminliklerinin uğruna Tanrısallaştıkları inanışlarıyla mutlu olucu haz alıyorlar sanırım. Küreselciler çekirdek bir yapılanma değildir.

Üst düzey genel koordinatörlük üstü omurgalı-Globâldir. Elbette çekirdek yapılan malı yan kuruluşları da vardır ki; bunlar kendi ülkelerini temsil ederler diyebiliriz.

Küreselleşme ilkesine yönelmiş olan kapitalizm, özelliklede demografik yapılanmalar ile coğrafyaları kendilerince biçimlendiricilikle oluşumlara hüküm edicilik kaynaşmalarına sistemli olarak nüfuz edebilmeyi kesin içeriklerinin dayanışması olarak sunmayı en iyi tedbir olarak elbette tutarlı dayanaklar üretici kışkırtmaları çok bilinenleridir ki. Bu gibi durumlar, daha çok kesin kararların önceliği olarak sunulur. Değer verdikleri sistemlerini hayatların her alanlarına nüfus ettirmek için! Bireylerin. toplumların, şehirlerin sosyo-ekonomik, siyasal, kültürel olarak içerisinden çıkılmaz sorunlara sürüklenmelerinden yanadır. Çünkü korku kültürü oluşarak itibarın her türlüsünü zayıflatarak güvenin

kalmamasını,değerlerin kaybolmasını, kızgınlıkların artışını, düşkünlüklerin çoğalmasını.......kesin egemenlik vasıflarını zayıflatıcılık emarelerinin oldukça artarak...Pek çok alanda hakimiyetlerin kaybedilerek teslim oluşlarıyla. Hedefledikleri ülkeleri ele geçirme, üstesinden gelme,temkin ve tedbirlerini

bozarak sebebiyetleriniz kesin başarısızlığınızdır; münasip çözümünüz yoktur..İşte ötesi malum bakın dünyaya.

Dünya pekâla biliyor.

Giden ile geleni.

Matematiğini güzel yapalım.

Söylenenlere, yazılanlara.

Katılmasak ta bile bile.

Mümkünü yoktur çıkılmaz içinden.

Anlayıp dinleyelim.

Şu düşünürlerin sözünden.

Beceriler olur, yeter ki.

Tehlikeler çekilsin.

Hazır mısınız kabullenmeye.

Bakınız aynaya

Yüz hatlarınız da var mı samimiyet?

Bilesin ki iyi bir hayat.

Kesin yurtsuz olmaz elbette

Beğenilmekte önemlidir.

Beğenmek kadar.

Yeter ki içerisinde asıl yönetim

Sistemi olsun.(Yavuz Yurt)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.