Fırtına tipi boran, donduran ayaz
bir çocuk doğdu kar gibi beyaz
ayrılır mı et tırnaktan a kuzum
kış kapıda - ve hüzün- aralıkta biz
(Arap Kurt)
...
Desem ki
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
(Cahit Sıtkı Tarancı)
...
Ağlamak Meselesi
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız,
aşikare,
yağmur misali?
Neylersin alışkanlık
için kan ağlarken yüzün güler
dikilitaş gibi dinelirsin yine.
Yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer,
anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?
(Nazım Hikmet Ran)
Anneler Ve Çocuklar
Anne ölünce çocuk
Bahçenin en yalnız köşesinde
Elinde bir siyah çubuk
Ağzında küçük bir leke
Çocuk öldü mü güneş
Simsiyah görünür gözüne
Elinde bir ip nereye
Bilmez bağlayacağını anne
Kaçar herkesten
Durmaz bir yerde
Anne ölünce çocuk
Çocuk ölünce anne
(Sezai Karakoç.)
Ne olur, Ne olmaz?
Aşk ile yoğrul ki tatlansın hayat
Keremde Aslıda naz şiir olsun
Maddeyi alt etsin sır dolu mana
Dilinden dökülen söz şiir olsun
Baharın gelişi muhteşem şölen
Dağ, taş çiçek açar dirilir ölen
Göçmen kuşlar gibi uzaktan gelen
Yârin bakışları göz şiir olsun
Yer yerinde değil gök siyah perde
Güneş çare olmaz düşünce derde
Umut, sevinç neşe bilmem ki nerde
İçindeki ateş köz şiir olsun
Sonbahar Songüz eylülle başlar
Gazele karışır dökülen yaşlar
Kırağıya benzer ağaran saçlar
Döşüne vurulan saz şiir olsun
(Arap Kurt)
...
Dilenci
Sen, her gün köşe başlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
İnan yok farkımız birbirimizden.
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben, tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim,
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
(Victor Hugo)
...
Bahçedeki İhtiyar
Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
Alnında akşamın ince kederi,
Sessizliğin sırrı,dudaklarında.
Yanan bir kağıtta küçük bir satır
Yazı gibi akşam onu karartır;
Artık o, silinen bir hatıradır,
Bu ıssız bahçenin uzaklarında...
(Necip Fazıl Kısakürek)