İnsanlar özünde kendi hayatlarını algıladıklarından dolayı. Sonsuzluğa yöneliş duygusuna kapılmış olarak; sürekli

doyumsuzluklarla karşı karşıya kalırlar.

••• İşte böylesine vaziyet algı tasavvur edicilik inşasıyla tatsız düşüncelerinden dolayı bile ! Kendilerini adeta hayat çarkının dişleri arasında döndükçe içlerinin eziliş-yaralanış-yanışlarıyla acı hislerine kapıldıkları halde.

••• Bir de tutarlı bir tanım içeremeyip de sahip olmaksızın kazanımsız,yoksunluklar içerisinde kalıcı olmalara intikâl etmekle. Özellikle de yoklukla-düşkünlüklerin insanın tabiatını ve önceliklerinin gereksinimlerini bile kaybettirecek kadar.Lüzumsuzluk ayrıcalıklarıyla ilerisi sizin için yoktur ki. İşte buraya kadardır gerçeğiyle-geçerlilikleriyle karşı karşıya kalışlar atmosferlerinde olan insanların ! Alem ne olur ise olsun,kim ağaymış, kim paşaymış, kim bey imiş,kim efendiymiş,hanımefendi. Ne yazar bizim için; baksanız ya ! Açık kapımıza tekamül için-gelişip olgunlaşmak için teşvik bile etmek istemeyen bilincimiz bile adeta kapınızda,yapınızda bom boşsunuz, muhitiniz de, çevreniz de bir hiçsiniz; beraberlikleriniz olmuyor ancak! Dünya benzerliklerinizle doluyor,ihtiyaçlarınız hiç yokmuş gibi olmuşsunuz da; teşviklerinizde mi yoktur ? Yoksa hepten mi yoksunuz? Sorularıyla, kendilerinin kesin böylesi konumlarıyla yüz yüze gelmişliklerinden dolayı.

•••İşte böylesi insanlar, bireysel, toplumsal, sosyoekonomik, siyasal, kültürel aktiviteleri adeta acı şeklinde algıladıklarından. İster istemez güven seferberliklerinden teşekkül edici hayatlarının içerisinde adeta boğulurlar.

••• Bu boğulmalarının şiddetine göre. O kadar karşı çıkışlarıyla ivme kazanıcılık şiddetiyle o denli et kinlikleriyle. Bu sefer de hayatı kendilerine çekicilikle. Kendilerini hayatın,yaşamanın içerisinde bulacaklarına yönelmişliklerinin hazlarına,hırslarına, adeta kayıplarını yerine getire bilme heveslerine kapılarak kendi çekim güçlerini olabildiğince yükselte bilmek uğruna !!!!Sisteme, yönelişlerini karşı çıkışlarıyla hazza dönüş

türmüş olurlar.

••• Özellikle de karşı çıkışlarındaki duruşlarında, kırışlarında, yağma edişleriyle yakışlarındaki esas mesajlarının içerikleri! Bizim yok, sizin niye var, ellerinizdekini işte böylelikle alacağız. demeye getirişleriyle tehditle; gözdağı vermek isteyişleridir. Maksatlarında ki dolum tıkanışlarında boğulmamak için, açığa vuruş biçimlenişleridir.

••• Bireyler, toplumlar, şehirler-herkes ne kadar haz duyar ise duysun,acı algılarsa algılasınlar... Hayat-yaşam mutlaka kendi çekim gücünü yapar. Hepsinde de iticiliğin son

uçları; öncelikle düzene karşıtlığı kabartır çünkü : Korkuları,tutkuları, mecburi çıkarları-kazanımları,ihtirasları, hevesleri-hemen hemen tümüyle temel duyarlılık algıları; evrensel ağırlık merkezlerini teşkil ederler. Çünkü bunlar,

bireyleri, toplumları deli de, dahi de, yakıcı, yıkıcı, koruyucu-kollayıcı da yapar.

Çünkü bunlar = İnsanlığın bedensellik ruhlarından kaynaklanıp ta evrensel ruhlarındaki düşüş ya da artış

ölçekliliğine dönüşmeleridir ki.

Özellikle genel tercihlerin frekanslarını nefret ve sevgi başta olmak üzere diğer birikimler oluştururlar ki. Karşı

çıkışlar da, elbette insanlığın zehri nefrettir.

••• İnsanlığın kuruluşundan beri en büyük nefretle, çoğunlukla yönetimlere karşı olmuştur. Çünkü direk hayat kaynakları herkese. Öncelikle ülkelerin coğrafi,siyasi,ekonomik ve

kültürel konum üzerinden. Bireylere, toplumlara, şehirlere,ülkelerine yönet imlerce yönetenler eliyle aktarılırlar ki. İşte bu hususta normal olucu genel normların dışına çıkılmadığı müddetçe. Elbette alınan sonuçlarda normal olacaktır; toplumsal denge alanlarında artışlar gözlemlenecektir; yönetimin dağıttığı. Kaynakların sistemi daha da güçlendirdiği kesinleşerek. Toplumsal ihtiyaçlara daha kolay yönelmeler gerçekleşerek. Kurumlar arası dayanışmalar sağlamlaşarak !!!

DEVLET MİLLET KARŞILIĞI birbirini disipline

edebilerek kopmalar,kokuşmalar, sahtelikler,karşı çıkışlar önlenebilmiş olacaktır. İlgiyle içtenlik olurken. SAHTE

ÖZGÜRLÜKLERLE baştan savmaların olmayacağı gibi. Basit, etkisiz protestolarla, direnişlerle hak arayışlar geçersiz heyecan masallarıyla festivâlsi görünümlü olabilecektir.

•••Oysa ki insanları gerçekten olumsuz ya da olumlu davranış geliştirmeye, yöneliş ve fiiliyata,beğeniyle ve ya nefretle biçimlenmeye bağlılıkları ancak ! O denli güçlü duyarlılıklarınca oluşturulurken. Etkileyici unsurların şiddetine göre de. Aktif ya da pasif kalırlar ki. Tıpkı kabul görmeler de olduğu gibi.

Karşı çıkışlarda da insanların, insanlığın kendi mevcudiyetlerine, kendi mecburiyetlerine duyarlı oldukları kadar daha sihirli cazibe yoktur. İnsan irade

dinin en zayıf anı !

BİLİNMEYENE, KARANLIĞA, YASAĞA, SİHİRE, CAZİBEYE. GÜZELE,ÖVÜLMEYE zafiyetinin olmasıdır ki. İşte kanı coşturan tüm unsurlarca tayin edilmiştir. Çoğu zaman yan yana oluşlarda, karşı duruşlarda.

••• İnsanlar, kendilerinin hayata, hayatın kendilerine kattıkları kadar mutludurlar. Niteliklerinden güç alırlar, başarıları kadar hayatın anlamını kavramış olurlar, geçerliliklerince bilince

ulaşmış olurlar. Düşkünlüklerdir mutsuzlukları artıran.Sahip olmalarıdır varlıklarına güvence veren. Mevcudiyetleridir kendileri olarak VARIZ dedirten. Hakimiyet politikalarıdır insanlığı karşı karşıya getirten. Asıl bir yönetim

sisteminin olmadığı şu yeryüzü dünyasında. Ruh ve bedenlere doğru her taraftan esen siyasi fırtınalar ! İnsanlığı kurutup kavururken. Aşağılayıcı, soysuzlaştırıcı, irdeleyici, yoksunlaştırıcı, yıkıcı..... algılatışlar tavana çıkmıştır. Varlık hiyerarşisini bir düzene tıkıncaya kadar ortada-yeryüzünde bir düzen olmadığı gibi. Hepsi de varlığın mevcudiyetine sahip olabilmelerinin peşine düşmüşlerdir. Evet mi evet.

Öyle ise !! Zıtlıkların doğal karşıt biçimlenişleridir demeyelim de. Canlılığın bir yakıştırması olan en vahşi acımasızlıklardan sayılan yıkıcı rekabetten demeyelim de. Ayrıcalığın şiddet

inden demeyelim de Taşkın karakteri bizdendir demeyelim de. Sahiden huzurunuzu tüketen, mutsuzluğunuzu artıran, anlamsızlıklarla boğarcasına bilincinizi tahrip eden, değersizliklere sürükleyip de içinden çıkılamaz sorunlar

la boğuşturan,küçültücü, kimlik düşürtücü, başarıyı layık görmeyip haysiyete saldırtıcı, çabalata yorucu,

kaprislerin şiddetine maruz bıraktırıcı, sahip olmalardan men edici,şartları zorlaştırıcı... Ciddi olumsuzluklara sürükleyici unsurlar yüzünden oluşan karşı çıkışlar veya. Diğer hakikâten belli geçerlilik taşıyan nedensellikler uğruna !!!

Samimi, içten, haklı, çaresizce, mecburiyetten karşı çıkışlarını kurtuluş meşalesi olarak görebilenler için : özünde kendi hayatlarını algıladıklarından dolayı; yaşantılarına yönelişlerindeki yetersizlikleri mütealiyen getirici yoksunluklar, çaresizlikler yüzünden; hayat çarkının dişlileri arasında !!

Ne kadar PARALANIYORLAR?

İnsan olma uğruna onca çabalarına karşı, nice küçük düşücü hor görülmelerini. Ne kadar da sindiremiyorlar.

Mecburi çıkarlarının hakimiyetlerini ellerinde tutamadıkları gibi. Ne kadarda pay alamadan yaşaya bildiklerini seslenmeye çabalıyorlar.

Varı olanlara yönelir uyumlar.

Bu temel yetiyor insani vasıflılığa.

İnsan olmak, kurgu değildir.

Yönetilir bireyler, vasıflı, vasıfsız da.

Varlığın değeri ekonomiyse eğer.

Gübresidir güvence.

İnsan insanı sever,güven verince.

Elbette sistem odur ki.

Lüzumunca pay edince.

Tut getir herkesi,sorun kendilerine.

Ne istiyorsunuz, şu dünyadan diye.

Kesin düşünmeden söylerler ki.

Denge ve değerlilikle doymak.

Uyum sağlayamaz düşkünlükler.

İnsanlık olduğu müddetçe.

Çürümez asla bencillikler.

Eğer olacaksa karşı çıkışlar.

Medenice olsun ki, yakışık alsın.

Sakın ha sakın dönmesin karmaşaya.

Biz Türk Ulusuyuz,düşünürüz,duyarız.

İnsanız özünde, lüzum edeni algılarız

Hep bir oluruz (Yavuz Yurt)

.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.