İnsanlık uzunca bir savaşa çıkmış gibi. Yaşam çığlıklarıyla insanlık psikolojileri gümbür, gümbür hayat seferleriyle . Kimileri yaşantılarına PARA kazanmalarının askerleri olur iken. Kimileri de PARALI asker olmuş yaşamak uğruna. Kimi önceliklerin den, kimi beceri ve beğenilerinden yana. Adeta güçlerini gösterircesine. Kimi değerliliklerinin önemini taşımaları uğruna. Kimi akıbet sahnelerin de hadiseler cereyan edici sebebiyetlerle gelişmelerin oluşmamalar için. Kimi ayrıcalıkları yüzünden mesnetsiz saldırılara uğramamak için. Kimi kendilerine tayin edilen manaları eğer kabulleniyor ise, onlara kayıtsız kalmamak için.

Kimi başarı değerlendirmelerimizi tanıyoruz ve bunun için öne çıkıyoruz imajını verebilmek için; yanlışların ağır biçiminde eleştirileriyle karşılaşmamak için. Kimi de ibrelerin göstergeleri, bunların geçerli bir yönleri yoktur ve bir şeye muvaffak olacak kadar güzelliğe tutunamazlar denilenlere

karşı ! Artlarından, sırtlarından darbe yememek için...İllaki var oluş bilinçlerini görerek, varlıkları uğruna hemen

hemen her şeylerinden haberdarlıkla. Nedenselliklerinin bilincine göre, yapısal duruş ve düşünüşlerinin aidiyet

biçimlendirişleriyle: Her bir birey, her bir toplum; kendi içselliklerinin yaşam dünyalarına damgasını vuran,

bilinç -şuur kullanmalarını teşekkül ettire bilen, değişim süreçleri karşısında salınımlarını; değerli geçerlilikleri

noktasında kabullenici, kabullendirici içerik suretleriyle !!! Ayar tahsisleriyle zamanlarına doğrulabildikleri kadarıyla. Doyma ve doyura bilme şansını yakalaya bilirler.

•••Kendilerince hayat mecburiyetlerini, mecburi - elzem çıkar çarelerini arayıcılıkları en başta oluculuk kararlılıklarınca. Hem de dikkatlerini yapmaları gerekenlere odaklanarak. Haliyle güvence sağlamaları adına. Hareket edici bu bireyler, toplumlar, şehirler, ülkeler elbette ki!! Doymanın ve doyura bilmenin önceliği olarak.

••• Kazanmanın, başarmanın, parayı bula bilmenin yolunda en az riskle hedeflerine ulaşa bilmenin plan ve işleyişleri için uğra şırlar değil mi ?? Kendilerince kararlı manaları olur. İnananın ki insanlığın medeniyet sahaları; asla geriye çekilemez kararlarıyla verilen !!! Yiyeceksiz, içeceksiz olamayız, doymadan duramayız manasının savaşıdır insanlığın hali.

••• Evine ekmek götüren, ailesini doyuran kadar kimse savaşçı olamaz, kahraman olamaz, yiğit - mert, cesur, çalışkan, vatan sever, milliyetçi, demokrat, sosyal....... olamaz denile bilinir de !! İşte burada her bir meziyet ve uğraşının, meslek ve çabanın insanlığa fayda sağlayıcı, ekmeklendirebilici olabilmesi illâki makbuldür . Sanırım insanlığın cesur görüne bilmesinin yolu öncelikle bura dan geçiyor da. Diğer bağlamlarda bazı nedenlerden dolayı. Sonunda işin dostluk nefretine, düşmanlık kinine ulaşa bilmişlikler den doğan savaşlar da ! Elbette barış içerisinde yaşanamayıp yıkım ve açlık gelir; ekmek gelmez, doyum olmaz. Yollar tuzaklanır, ekmek kapıları herkes için kapanmış olur. İşte böylesi savaşta paralı asker grupları coğrafyaları keser ki. İnsanlık çölde aç, susuz kalırcasına olur.

•••Diğer taraftan otantik - orijin, katkısız, mistik, modern veya Anadolu ağzıyla söylendiğin de. Anlam vahimiyle tehlikeleri tırmandırıcılıkla patolojik incelikler noktasına kadar. Savaş misalleriyle İnsanlığı tahribatlara sürükletici, bitişlere tırmandırıcı, maliyetleri ağırlaştırıcı, zihinleri söndürücü, düşmanlıkların biçimsizliklerini artırıcı, bozuk enformasyonlarla kışkırtmaları azdırıcı, tetikleyici unsurlar üzerinden yönelişlerle !!! Bireysellikler, toplum sallıklar- şehirler ve ülkesellikler bazında. Göndere bildikleri çekici ilginç şeyleri silah olarak kullanan teslim alma gayeleriyle İnsanlığın ellerinden çok şeylerini alarak. Onları bir şekilde köleleştiricilik unsurlarıyla farkındalıklarını tükettirerek .Sırf emir almayla bitmişliğin boyun eğmesine bağlayıcılıkla. Sessiz savaşların şu anda en kıyıcısı ancak !!! En kıyak görünümlü KÜRESELLİĞİN ALGI ARTI

RICILK KOZU POPÜLERİTE yani POPÜLİZM gibi şimdi ve gelecek devamında ortaya çıkması istenenlerin. Kurmacalar doğrultusunda olanların sahte boyacılığıyla alıştırıcılığın

çıkar ve art niyetlerin amaç perspektifleriyle ilgili olanları. Bu iç tutarsızlıklara yol açma da kullanılarak. İnsanlığı iddia etmekten uzaklaştırıcılıkla esaretlere konumlandırıcı bu unsurlar. İnsanlığın akışını, akıntılarını kesecek kadar. İnsanlığı sinsice toplumsal hiyerarşinin doğurduğu baskınlık ve avam ve üst ile farklılıklar dengesizliklerinin süreçlerin deki içselleşmeleri özellikle de çıkar hesaplaşmalarının

arayış bilinç ya da kurmacalarına sürükleye bilmeyi !!! İlgi ve çekicilikle sempatik ve sevimlilikle beğeniye yönlendire bilecek kadar alıştırıcı, kabullendiriciliklerle.Benimsemelerin müptelalarını artırıcı temalara sürüklenişleri. Daha çok özenilen kolektiflikler üzerinden - gruplar, cemaatler, işlet

meler, işleyişler, bazı kurum ve kuruluşlar üzerinden. Çıkar amaçlı, istenilen kültüre riayet, ilgi ve tercihe zorlamak,

İdeolojik, ticari ve endüstriyel öncelik, etnik, toplumsal üstünlük, politik, dini, arzu edilenlerin içselleştirilmeleri

Özellikle de fenomenler ifadelerle ürettirici, tükettirici, aldırıcı, sattırıcı, pekala uzaklaştırıcı, yakınlaştırıcı......

İstenilen algı, duygu fiiliyatlarına !!!

Bireylerin, toplumların, şehirlerin, ülkelerin meyletmeleri ; gene özellikle de. İnsanlar eliyle sağlanır ki. O Halde insana yakışan sağlama, elbette DOYMAK VE DOYURMAKTIR.

•••Edebe iyi niyettir, sınıra, hududa riayet.

Karar güvendedir, çabayla alındıysa..

Lüzumlu bilgidir, insana ilginin esası.

Gerçekten bilgi dönüşün simyasıdır.

Sorunu çıkışa, düşüklüğü üstünlüğe !!

Dönüştürür ille de taksim dozuyla.

Mana, tespit, ilgi, bilgi ve marifetlilikle.

Buna hakimiyet mi denir, haşa,haşa.

Maksadın, anlamlara üstünlüğü denir.

Kim bilir, kimin ne maksat taşıdığını.

Tanrı, fırıldakların ortağı değildir elbet.

Bakın dünya ya, çevre ye, bölgelere.

Ortalıklar çokça fırıldaklıklarla dolu.

Kimi bıraktığınız gibi bulabilirsiniz ki.

Oysa mana ya görülür, ya da çıkarılır.

Derin ifade biçiminde mecazlara bak.

O zaman açıkça olur her şeyin rengi.

Teorinin teorisi, düzgünce düşünmektir.

Diyebilecek kadar fazla düşünsek de.

Haddinden fazlası da, çok fazlalılıktır.

Hassas ayarlar tas tamamdır, insanız.

Kalıplaşmalar, katılaştıkça zihin yıkar.

Yıkılsa da, yıkılmasa da zavallılıklar.

Hep zararda dırlar, hepten iflaslar da.

Zayıf ilkelerle kendi ayarsızlıklarımız !!

Acımasız, zalimce olur korkak türler.

Hep noksanlara ilişirler kalıplaşarak.

Tesadüfü değildir elbet şu dünya da.

Kalıpları yıkanların çağlar da gelişleri.

Sormaya gerek yok, gerçek mi diye.

Bakın küreselleşme denilen maskeci.

Modern köleciliğin en belirgin dinamik.

POPÜLÜLİZİM - Popüleriterlik uğruna.

Şayet düşünülüyorsa bir şeyi yıkmak.

Ben söylerim ki, tümüyle insanlığa !!

Sakın ha yıkmayınız, yıktırmayınız !!!

İnsanlığın her şeyine ahenk olarak.

Doyurucu ve doyuculuğun nuru olan.

HOŞ RENGİNİ (Yavuz Yurt).

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
MUHTEREM ÖZTÜRK 3 yıl önce

mükemmel bi̇r yazi kalemi̇ne ve yürteği̇ne sağlik toprağim..