Bireyler, toplumlar iyi bir kararlılıkla istenen çok şeyin değil, de istenen bir şeyin değerlendirilmesini yapabilmelerinde kendilerini saran başarılarının bile kötü olmamasına dikkat edebilecek kadar istek, arzu, heveslerinin kararlı düşünüşleriyle kendilerini tipleyebilen bireyler, toplumlar; aynen şöyle iniltisizce bir ses çıkarmış olurlar !! EVET çok şey ister şu insanlar iniltisindeki algı, anlam ve kavram gerçeğine; kendilerini de inandırabilmiş olmaları da ayrıca bir gerçektir.

••• İnsanların bazıları ise; güzel düşünüş denilen anlam bilinciyle hayatlarını örtüştürebilme iradelerini kendi yükseltilerinde başarabilerek özelliklede varlığın şifresi olan tahrik olmadan, tahrik etmeden sahip olmakla, öncelikle kesin kazanımların saygınlıklarını korumakla, değerliliğin tam kabul edilişine ulaşabilmiş olmayla, sevmek ve sevilebilmenin huzuruyla bakışan hayatın; kıyısında, kenarında, itiş kakışın da değil de tam gözlerinin içerisinde sükunete erer ki, işte bu değerli dönüşüm başarılarıyla adeta şifa dağıtıcı yüreklerine-kalplerine-gönüllerine ulaştırdıkları hayatlarını-yaşantılarını korkularından arındırarak, kendilerine bağlılık duymaları elzem olanlara empoze ederler ki, bunun manası, insan çok

şey ister ancak; bizler ise çok şey değil de. Hayatın değeri için elzem olanları istiyoruz diye bilecek kadar önemli, iyi bir şekilde projeleri olabilen bireyler, toplumlar herkesten, her şeyden önce kendilerini-hatırlarını sayanlar olmaya his olarak algılanıcı dokunuşlar da bulunabilmekle, özellikle de hayata projeler üreten öngörülerini artırıcıdırlar.

••• Dünya genelinde farkındalıklar geniş tutulduğunda, soruların ve sorunların dağılımlarında hedef kitlelerin nasıl belirlendiklerine ve onlara nasıl ulaşıldığının tanımını; öncelikle görev dağılımlarında aramak gerekmez mi ?? Yüz yüze tanımlamalar amacı belirlese de maalesef vaat edilenleri dondurulmaktan koruyamaz. Çünkü, insanlar ihtiyaçlarını çok iyi bilmelerinden çok değişken hislerinin peşlerinden giderle ki işte insanlığın bir türlü dengeleyemeyip değerlendirebilmekte; yeterli başarı gösteremediklerinden. Yani çok şeyi bir arada isteyiciliğin gen-genetiklik seline kapılmalarından öyle kolay kurtulma olamayacağından. Sanırım insanlık var olduğu müddetçe; bu hep böyle olacaktır. Çünkü hayatlarını en fazla bir şekil de vaatlerle değiştirmeye çalıştıkça ellerine geçen hiçlere dokunamadıkça. Psikolojilerini o doğrultular da sağlam yapılandıramadıklarından esasında hisleri duydukları kuşku-şüphe anksiyetesi-vesveselerinin şiddetiyle dinamikleşen korku duyularını çok şey istemelerinin çeşitlenmelerine pay edişleriyle rahatlayıcılık hislerine kapılmış oluyorlar.

•••Aslında insanların dışa vurum feryat ya da fiili hareketlenmelerindeki önde gelen maksat şu dur ! Hayatın şifreleri olanlardan istiyoruz. Çünkü çürütücü ,düşük meyilli, bizi kurcalayan, anlam dışlanmasıyla beynimizi kemiren,

ille de başarı kesinliğiyle bile başımıza işler aça bilecek kadar olanların çare analizlerini yapa bildiğimiz de.

Maalesef, bilinç kodlayışlarımızın şifreleri bizlere söylüyor ki !! Çabuk kırılanlardan gelecek olmaz. İnsanların çok şey istemeleri anlam türlerini bozar. Aşamalar şaşırtıcı olduklarından kısa düşünceler yetersiz kalır. Hisler

hepte mutluluk taşıyıcıları değildirler. Örnekler değil, öncelikler sınavdadır. Kendi genellemesiyle ilgilenmeyenler

şuurlarıyla yüz yüze gelemez. İlgi üretir, gelecek tüketir. İnsan mutsuzluğa yatkın hız düşkünü olduğundan !!

İnsanın kendisini hissiyatı, varlığını hissetmesidir ki. Bu ölçüye haberdarlık ölçüsü; yani şuursallık bilinci denir.

İnsanın algı akışıyla canlı kalıcılığı biçimlendiği içindir ki. Hayat akıcıdır ve insanlık hız ve hür olmak düşkünlüğüyle yapılmamışlardır. İşte bütün bunlardan dolayı çok şey ister insanlık. Bu böyledir, hep böyle de olacaktır desek de yerindedir.

•••İşte, herkesin yönelişi heveslerinden.

Gece yağmuruyla sevgi damlalarına.

Istıraptan uzak içlerini ısıtıcılıklara.

Acılarını dindirici Ümitleriyle olmaya.

Hayat bazen kalbinden vuruyor diye.

Bitmiyor işte feleğin depresyonları.

İnsanlık kişisellikte çok bencilce ve.

Basamak basamak olmuş duyularla.

Yaklaşıyorlar sırf çıkarlarına yönelik.

Akışlarındaki hız ve hazlarına uyar.

Belli olmuyor mu, ilgileniş türleriyle?

Belli olmuyor mu, sahipli yönelişlerle?

Az ile yetinip te, çok şey istemeyecek.

Ayrıcalıklarının hisleriyle olmayacak.

Kusurlarının esintilerine yönelmeyici.

Korkularını kontrol altına ala bilici.

Hayranlık duygusuna kapılmayacak.

Ulaştıkça çok şey istemeyecek olan!

Umarım bayağı vardır, şu dünya da.

Diyesim geliyor içimden(Yavuz Yurt).

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.