Evrensel adalet:Her şeyin,her bireyin, her toplumun-her şehrin,her ülkenin-herkesin; kazanması uğruna, esas bağlantılarına karşı saf dışı bırakılmayıp ta; ihtiyaç mecburiyetlerinin açıkça dile gelişleridir.

••• Tamamen geçerliliklerin; hiç bir zaman bayağılaştırılmadan! Tabi ki göz ardı edilmemesi

gerekenle farkındalığı elden bırakmamak; adalet arıyoruz sesinin gereği olsa da.Şanslı bireylerle toplumlar için,

yitikçe aranan adalet değil de. Yönetimleri gereği !! Gözler önünde,her kes için,her dem için bulunan adaletle

iç içe oluşlarıdır ki.

••• Maalesef bu kavram, hem sınırsız denilecek kadar gen

işleyici olurken. Hem de sınırları da çizicidir, dengeleyicidir, değerli ve değerlendiricidir, temizleyip berraklandırıcıdır, çok gerekir ve !!! Belirginleştirerek netleştiricidir. Sonsuzluğun gereği kutsallığın ruh ve bedenle bileşkesidir adalet.

••• Neden olur ise olsun, insan da, canlıların tümün de çok güçlü yaşam iç güdüsü vardır. Şayet iç güdüler olmasaydı,insan ve diğer canlıların varlığı; yaşamayla örtüşemezdi ki.

İşte var olmanın-var oluşun adaletidir yaşamak dediğimiz de ! Zamanların akışına göre, herkes için kabul görüle

bilinici örtüşümlerle Var oluşumuzun İnsani varlık sıfatlarımıza aykırı yapılanmalarına gidilmediği müddetçe.Ne

den olmasın ki. Taşınabilir, katlanılabilir, kabullenilebilir yaşam çabaları.Yeter ki adaletli olsun. Hatta insanın öl

meye değer bir çabası bile olabilir. Yeter ki ! Adalete,hak ettiğine, mükafatını alacağına,varlığını kıymetlendireceği

ne dair inanışının çabası olduğunda.

••• İnsanlar,saplanıp ta kalmak için değil de.Yaşamak için gelmişlerdir şu dünyaya. Uyumsuzluklar içerisinde verilen yaşama çabası= İnsanı-insanlığı adalet yoksunluğundan dolayı absürd varlığa dönüştürmüş olmaz mı? Elbette olur.Çünkü, yaşamayı çok yönlü değerli kılan idealler; ancak adaletsizliklerle suçlanmayıcı ortamlarda geliştirilebilen yaşam biçimleriyle mümkündür.

••• O hâl de uluslar arası Adalet Kriterleri içerisinde kabul edilen devletlerin, kendi bireylerine, toplumlarına kurallarıyla yapılanacak kadar sosyo-ekonomik,siyasi,kültürel adaletin götürüle bilindiğinin. En azından yetecek kadarı görülebilinmesidir. İşte ister istemez devletleri öne çıkartıcı açıklamamızı yapabildiğimiz de. Devletlerin,sistemler içerisinde bireylerini, toplumlarını, ülkelerini - toprak bütünlüklerini sahiplenici temsiliyet yapılanışı olar

ak kabul görmeleri= Elbette Birlikte Gücün de Sembolüdür ki !!! İşte bunların yerine getirilmesi icabı için de. Elbette sistemler bütünlüğünün gereğinin birleşkesi olan, iç ve dış temsilinin fonksiyonelliklerinin yerine getirilişlerinin bütünlüklerini mütemâdiyen aktiflleştirebilen YÖNETİM SİSTEMİNİN oluşmasını- oluşturulmasını !!! Mutlaka

isteyen ve emreden mekânizma elbette DEVLETLERDİR.

••• İstisnasız coğrafi konum olarak varlık vurgularının fiili

yatlarını oluşturan devletler, ülkeler arası, uluslar arası evrensel boyutlardaki ve bireylerine, toplumlarına, şehirlerine karşı işleyişlerinin temelinde.

Elbette Var oluşlarının Temel Kavramları olan ADALETİ -EVRENSEL ADALETİ ilkeselleştirmelerini elzem

olarak algılayıcı olmuşlardır ki ! Bu bir zorunluluk halleri olmuştur. İş böyle olunca. Devletlerin en sağlam amaçları uğruna oluşum fonksiyonellik yapılanışları= YÖNETİM SİSTEMLERİYLE belirginleşerek.Bireylerin,toplumların, şehirlerin,ülkelerin karşısına çıkmış olmaz mı ??? Bu demektir ki ! Devletlerin en kurumsal yapıları,evet.

Onların Yönetim Biçimleri (sistemleridir) demektir. Uluslar arası temsillerinin önemlerini de kalitelendiren, egemenliklerinin kurallarını biçimlendire bilmeye en fazla destek sağlayan, coğrafi etkinliklerini tayin etmede beğenilere yönlendirerek dinamik süreçleri birleştirerek sınırların güvencelerini emniyete almada temel davranış belirginliklerinde öncü ve takipçisi olmakla. Dışta adaletli dönüşümleri devletlerine sunabilme çabalarında

olabilen yönetim biçimleri olmalıdır

elbette.

••• İçte ise, gene devletlerinin temel analiz birimi olan atomize edilemezlik yani küçük parçalara ayrılamazlık ilkelerine sadakatle. Bireylerinin toplumlarının, şehirlerinin geçerli yaşayış devamları uğruna! Bütünüyle yapılanış biçimlerini, hepsi için, bir ayrışım yapılmasına nüshama gösterilmeden adaleti-hak ve hukuku tesisleştirici yönetim biçimleri olmalıdırlar elbette. Önü alınamaz toplumsal farklılaşma uçurumlarını önlemek için. Güçlü değerlendirmeler için.İstikrar seçenekleriyle kurtarıcılık için. Seçkin gerekenlere bireyleri, toplumları, şehirleri ulaştıra bilmekle; ille de münasebetleri dengede tutmak için. Devlet ve toplum yararına olmayan siyasi, politik fırsatları, diğer tüm fırsatçılıkları etki

sizleştire bilmek için. Hataları sorgulatıp hayatları canlı tutmak, manaların münasebetlerini, anlamların ruhlarını,

acıların ibretliklerini, değerlerin korunmalarını, yükselişlerin ifadelerini, hakikâtlerin geçerliliklerini, kararlılıkların

safhalarını, müzmin geçerli ve geçersizlikleri..kat be kat ifade edici olarak. Kesin yerine getirtmesi gerekenlerin genellemesi uğruna herkese karşı adil- adaletli olunmasının ilkesellik amaçlarıyla donanımlı yönetim biçimleri olmalıdırlar elbette.

••• Hayatları sürekli tekrar eden acılardan ibaretleşen

toplumların müsebbibi devletlerinin - ülkelerinin olmasından değil de. İktidar oluşlar da bile değil de. Sorunun

Gayet bilinmesi gereken gerçeklikle yönetim sisteminde, sonra hükümeti yönetenlerde-idari görevlilerdedir halini almış olma ihtimallerinin ağır basmasının nedenleri daha çok haksızlıklara-adaletsizliklere dayandırılmak istenirken de. Adaletli olmak lazımdır. Çünkü, adalet= hak etmek, hakkını vermek,hakkını almaktır.

Hiç bir devlet, hiç bir bireyinin, toplumunun hakkını yemez. Herkes devletine sahip çıkmalıdır ki. Adaletli olsun.

Özelliklede bir birine karşı haksızlık yapanlar insanlardır. Oysa ki, medeni ve uygar,çağdaş ve aydın olmak; imanlı-inançlı olmakla samimilik kesinlikle ADALETLİ olmayı gerektirir. Gönüllerde birlik tamamen değerlidir

Biliniz ki tek bir ideoloji de iş değildir.

Örnek mi arıyorsunuz ?

Genel manayı açıp ta bakınız.

Göreceksiniz ki, en önde adalet.

Neye hangi mana takılırsa takılsın.

Yönelişler olur yazgılar.

Cihanda kimse özel değildir biline.

Açın haritayı, nice devletler var.

Her birinin sayarsak sistemlerini.

Acaba, asıl olanı nerede var ?

Olur mu böyle beğeni deniyorsa eğer.

Devletlerin ne suçu var?

Önce sisteme,sonra yönetenlere bak.

Bakınız, sonsuz kâinat-evren ki.

Esse de, esnese de yönü bellidir.

Beki de hiç olmaz idi sanırım.

Olacak kadar adalete ihtiyacı olmasa

Sergilenen her bir şeyin.

Bilinmese de niyetlenmeleri.

Yanıltmayıcıdır elbette tas tamına.

Adaletten derecelendirilmeleri.

Tanımak lazımdır insanı, hem de.

İradesine bağlı olsa bile.

Yüzüm gülüyor, mağdurum dese bile.

Önemli olan sana-size bağlılığımdır.

İddialarında bulunulsa da.

Elbette yeterliliğin ve güvenin.

Motorudur adillikle adalet.

Benzemez kimse kimseye.

Gelişleri, gidişleri hep ayrı.

Arananlar,taşınanlar, taşınmayanlar.

Var,hem de pek çok, ekle de ekle.

Kimden ne beklerseniz bekleyiniz.

Takip edilmezler, sakın izlemeyiniz.

Adaletli değiller ise,çok olsa bile.

Neye yarar yetenekleri

İlla adaletli oluşlarıdır.

Esas kendilikleri (Yavuz Yurt)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.