“Hocam ne dertler, ne acılar var… Bizimki ne ki?..” diye serzenişleri çoğu zaman geçirmişizdir hepimiz içimizden… Ya da “insanlar böyle şeyler yaşıyorken benim yaşadığımın önemi yok” gibi cümleler… İnsan neden kendi acısını küçümser ki?

Sınanmadığımız bir acı üzerine konuşmak her zaman kolaydır, diyor Tarık Tufan. Doğrudur. Fakat herkesin acısı kendine göre özel ve yaşanması gerekendir. Hiçbir acı, bir diğerinden üstün ya da aşağıda değildir. Bu konuda Zümra Atalay hocamın çok güzel bir sözü var, acıda hiyerarşi olmaz, der. Ne kadar da rahatlatıyor bu söz insanı… İnsanın başına ne gelirse gelsin, acısını küçümsememesini, başına gelen acıları çekmesinin en doğal hakkı olduğunu, acıyı yaşadıkça da yeniden toparlanabileceğini öğretiyor.

Biz acı çekme konusunda cezalandırıldık aslında. Çoğu zaman sevdiklerimiz tarafından. Acıdan korkar hale gelmemiz bu yüzden. Acı çekmemek için uğraştık durduk, sanki hakkımız yokmuş gibi. Ya da acıdan kaçmak için. Acının getirdiği erdemin hazzını erteleyerek kendi içimizde kaybolduk. Acı çekince kötü insan, aciz insan olacakmışız gibi hissettik. Halbuki acı çeken insan, kötü insan değildir. Çünkü iyi insanlar, kendileri ve başkaları için acı çekebilen acıyı duyabilen insanlardır her zaman.

İnsan kendini olumlu duygulara bağlayarak açıklayamaz. Kendini mutluluk ve huzurlu anlarıyla açıklayan insan, yarım kalmış insandır. Bizler, kalbimizle, ruhumuzla ve bedenimizle hissettiklerimizden ibaretiz. Mutlu zamanlarda iyi olan bizsek, acı çektiğimizde de yaşayan biziz. Acılar, yaşam sürecimizin bir parçasıdır ve acılarımızla tamamlanmış insan oluruz.

Ne güzel tasvir ediyor Halil Cibran; “Acınız, içinizdeki hekimin hasta benliğinizi tedavi ederken kullandığı iksirdir. O halde hekime güvenin ve size sunduğu ilacı sessizce ve sakinlikle için. Çünkü onun eli, size ağır ve sert gelse de görünmeyenin şefkatli elleriyle yönlenmiştir…”

İnsan, acılarıyla insan olduğunu hisseder; mutluluklarıyla hayata karışır. Bu yüzden acı çekmek, insanın temel bir sorumluluğudur. Şu bir gerçek ki acılar ve kederler yaşanmadan geçmiyor.

Feraha kavuşmanın anahtarı “başınıza gelen acıyı yaşamak…” oluyor. Tutunun acınıza, sahiplenin acınızı. Acıtsa da yıksa da yerin dibine de soksa, o acı, sizin acınız.

Tez zamanda feraha kavuşmanız ümidiyle.

Kerem Gümüş

İZDİHAM

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.